Sektöre Yön Verenler
“Güvenlik sektöründe proje tasarımı, değer mühendisliği ve uygulama hizmetlerindeki fark yaratan unsurlar her geçen yıl daha fazla ön plana çıkıyor. Kararlı bir strateji ile bizi bu günlere taşıyan dürüst tavrımızı, doğru mühendislik yaklaşımımla destekleyerek sürdüreceğiz.”
1- Güvenlik sektörünün genel durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Güvenlik sektörü tüm bileşenleri ile popülerliğini artıran bir konumda. Yüksek teknoloji ürünleri grubunda yer alan çözümleri ile dinamizmini korumakta ve güvenli yaşam gereksinimlerinin karşılanması için değişen taleplere ayak uydurmak zorundadır.
Dünyada ve ülkemizde güvenlik sektörü büyüyor. Özellikle elektronik güvenlik sektöründeki global üreticiler son yıllarda yazılıma yatırım yapıyor ve proje tasarımlarda önemli bir yer buluyor. Çözümlerdeki farklar yazılım ve analiz özellikler ile ön plana çıkıyor. Yangın ve güvenlik sistemlerinin projelerin toplam yatırım bedeli içindeki payı eskiye göre çok arttı, bunun nedeni bu sistemlerin teknolojiye koşut olarak sürekli değişimi ve gelişiminden kaynaklanıyor. Ayrıca beklentiler ve taleplerde çok değişti ve yükseldi.
2- Ülkemizdeki pazarı gelişmiş ülkelerle kıyasladığımızda sektörün güçlü ve zayıf yanları nelerdir?
Güvenlik sektöründen beklentiler, globalleşen dünyada hızlı haber alma olanakları sebebiyle talebin daha hızlı şekillenmesini sağlamaktadır. Güvenlik sektörünü de kapsayan teknoloji çözümlerinde Türkiye son teknolojiyi talep etmekte hızlı davranan ülkeler içinde yer alıyor bu anlamda fark yaratan çözümler kolay ayrışabiliyor. Bu nedenle kullanıcı veya yatırımcı düzeyinde en gelişmiş çözümler talep ediliyor. Ancak uygulama ve işletme aşamalarında maalesef gelişmiş ülkelerden ayrışıyoruz. Ürün seçim aşamalarında özellikle Avrupa standartlarında talepler oluşturulmakta ancak uygulama ve işletme aşamalarında, regülasyonlar ve denetim süreçleri nedeniyle zaafiyetler ortaya çıkabilmektedir.
3- 2022 nasıl geçti, önümüzdeki döneme ilişkin beklentileriniz ve hedefleriniz nelerdir?
2022 yılını güvenlik sektörünün büyüyen ve sonraki yıla umut vaad eden bir çizgide geçirdiğini düşüyoruz. 2023 yılında her ne kadar seçim gibi belirsizlikler olsa da bu yıldan daha iyi geçeceğini öngörüyoruz. Güvenlik sektöründe proje tasarımı, değer mühendisliği ve uygulama hizmetlerindeki fark yaratan unsurlar her geçen yıl daha fazla ön plana çıkıyor. Kararlı bir strateji ile bizi bu günlere taşıyan dürüst tavrımızı, doğru mühendislik yaklaşımımla destekleyerek sürdüreceğiz. Önümüzdeki yıl iç pazardaki gelişmelere ek olarak yakın coğrafyalardaki işlerinde artmasını bekliyoruz.
4- Hızlı gelişen teknolojiler ve yeni trendler hakkında neler düşünüyorsunuz. Yeni dönemde bizi neler bekliyor?
Günümüzün popüler konularından olan nesnelerin interneti (IoT) ve bulut (Cloud) tabanlı çözümlerde gelişmeler devam edecek ve çözümlere daha fazla yansıyacaktır. Ayrıca güvenlik sistemlerinin siber güvenlik açısından değerlendirilmesi ve uygun çözümleri barındırması önem arz etmektedir.
Güvenlik sistemlerinin entegrasyonuna, son yıllarda projelerde daha fazla önem verilmektedir. Bacnet, Modbus, KNX gibi açık protokoller konusunda yüksek tecrübeye ve yazılım-donanım düzeyinde özel geliştirdiğimiz çözümlere sahibiz. Yazılım bazında entegrasyon çözümlerinde native network yapısı ile herhangi bir arabirim veya ek lisansa ihtiyaç duymayan açık protokol desteği olan markaları birleştiriyoruz. Sunduğumuz çözümlerde ve kullandığımız ürün serilerinde özellikle bu platforma uygun çözümleri seçiyoruz. Native network yapısı ile hem sağlıklı çalışacak bir yapı kuruyoruz hem de işvereni gereksiz arabirim ve lisans maliyetlerinden kurtarıyoruz. Sistem fonksiyonları açısından noktadan noktaya kural yazılabilen çok hızlı çalışan bir sonuç ortaya çıkarıyoruz.
“Gelişmiş ülkelerde de Türkiye’de de güvenlik sektörünün iyi durumda olduğunu söylemek mümkün. Özellikle önceki yıllara kıyasla, Türkiye’nin gelişimindeki artış hızının gelişmiş ülkelerden daha yüksek olduğu görülüyor.”
1- Güvenlik sektörünün genel durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Güvenlik sektörüne baktığımız zaman her geçen gün sürekli artmakta olan dijital verinin hacminin giderek daha fazla depolama kapasitesi gerektirdiğini görebiliriz. Bağlı akıllı cihazlarda yaşanan patlama ve dünya genelinde bu cihazlara bağlı olarak dijital veri hacmi, sürekli olarak artışta. Akıllı video/güvenlik sistemlerinin sayısı da artıyor ve bu da beraberinde artan depolama gereksinimlerini getiriyor. Bunun yanı sıra, bir hizmet olarak video/güvenlik sistemi (Video-surveillance-as-a-service – VSaaS) müşterileri, bu ölçekteki verileri verimli bir şekilde yönetmek için amaca yönelik olarak oluşturulmuş depolamalara ihtiyaç duyuyor.
Buna karşılık bizler de; müşterilerimizin veriyi kullandığı birçok yöntemden aldığımız ilhamla ve bizim pazara hızlı girme anlamındaki güçlü motivasyonumuzla, en küçük akıllı cihazlardan en büyük bulutlara kadar her ölçekte, geniş yelpazede birbirinden farklı tüm müşterilerimizin kapsamlı depolama ihtiyaçlarına benzersiz bir biçimde çözüm sunuyoruz. Sadece kurumsal tarafta değil, flash tabanlı çözümlerimizle de her alandaki ihtiyacı karşılıyoruz. Otonom araçlardan, yapay zekaya; artırılmış gerçeklikten bilgi işlem, streaming ve oyuna kadar, flash ürünlerimiz müşterilerimizin potansiyelini artırmaya yardımcı oluyor ve aynı zamanda en iyi performanslarını sergilemelerine olanak tanıyor. Verinin müşterilerimizin en değerli varlığı olduğunu biliyoruz ve daha derin bağlantılar, yeni atılımlar ve daha akıllı kararlar sağlamak için günümüzün katlanarak artan veri oluşturma hızına yönelik çözümler geliştirmek üzere en parlak beyinleri bir araya getiriyoruz.
2- Ülkemizdeki pazarı gelişmiş ülkelerle kıyasladığımızda sektörün güçlü ve zayıf yanları nelerdir?
Gelişmiş ülkelerde de Türkiye’de de güvenlik sektörünün iyi durumda olduğunu söylemek mümkün. Özellikle önceki yıllara kıyasla, Türkiye’nin gelişimindeki artış hızının gelişmiş ülkelerden daha yüksek olduğu görülüyor. Çünkü, bu noktada, gelişmiş ülkelerde daha önceki yıllardan gelen bir altyapı bulunduğunu biliyoruz. Buna karşılık, Türkiye ve diğer gelişmekte olan ülkelerde ise son 20 – 30 yıldır sağlam bir altyapı oluşturma hızı olduğu ortada. Dolayısıyla da Türkiye’de kamu ve özel altyapı / üstyapı yatırımları için ciddi harcamalar yapıldığını ifade edebiliriz. Diğer yandan gelişmiş ülkelerde, hem kamu hem de özel sektör tarafında devrede olan akıllı şehir çözümlerinin de olduğunu görüyoruz. Bu da güvenlik harcamalarının daha ileri seviye çözümlere yapıldığı anlamına geliyor. Türkiye’de ise akıllı şehir çözümleri son dönemlerde kamu sektörü yoğunluklu olarak güvenlik alanında kullanılıyor. Bu yüzden de buradaki harcamaların daha çok giriş ve hatta orta seviye çözümlere yönelik olarak gerçekleştiğini görüyoruz.
3- 2022 nasıl geçti, önümüzdeki döneme ilişkin beklentileriniz ve hedefleriniz nelerdir?
Kayıt cihazı, kablo, kamera gibi güvenlik ekosisteminin kullandığı diğer parçaları üreten markaların yatırımlarının büyük oranda arttığına şahitlik ediyoruz. Üstelik de gün geçtikçe daha fazla marka, Türkiye pazarına giriş yapıyor ve bu yatırımlar sektörün uzun vadeli gelişiminin ayak seslerini oluşturuyor. 2023 yılı için de benzer bir durumu öngördüğümüzü söyleyebilirim. Western Digital olarak yatırımlarımızı ve Ar-Ge çalışmalarımızı büyüme odaklı gerçekleştiriyoruz. Güvenlik sektöründe bulunabilecek en yüksek kapasiteler, 22 TB’lık çözümlerimiz sayesinde Western Digital’da bulunuyor. Kayıt cihazlarının çözünürlüklerinin yükselmesi, verinin çoğalması, bankalara gelen daha uzun süreli kayıt tutma zorunluluğu gibi regülasyonlardan da doğan daha yüksek kapasiteli çözümlere duyulan ihtiyaç, Western Digital ürünlerinin daha büyük pay almasına sebep oluyor. Beklentimiz, yapay zekayı da destekleyen ve 22 TB’a varan kapasiteler sunan çözümlerimize olan talebin, akıllı şehir çözümlerine olan ihtiyacın artmasından dolayı artacağı yönünde.
4- Hızlı gelişen teknolojiler ve yeni trendler hakkında neler düşünüyorsunuz. Yeni dönemde bizi neler bekliyor?
Sunucuların arka planında çalışan ve genişleme üniteleri olan JBOD’ların 2023 yılı itibarıyla yükselişine şahit olacağımızı düşünüyoruz. IP kameralar ve ev içi kameralarında kullanılan, 7/24 kayıt yazılabilmesini sağlayan çözümümüz WD Purple microSD kartlarımızın da 2023 yılında artan bir ilgiyle karşılaşacağına inanıyoruz. Bulut ve kurumsal veri merkezlerinden bahsedecek olursak ise bulut ve kurumsal veri merkezi mimarlarının, yapılması gereken her bir yatırımı, BT altyapılarının dışında tutmaya devam etmek istediklerini görüyoruz. Her bir birim veriyi depolamanın finansmanı son derece önemli ve kapasite, yoğunluk, enerji kullanımı, sürdürülebilirlik ve benzeri faktörlerin tümü, toplam sahip olma maliyetlerini düşürmede kritik bir rol oynuyor.
“Tüm sektörlerde online hizmetler ve dış kaynak kullanımının artacağı dijital bir sürece doğru gidiyoruz. Bütün bu eğilimler, dijital güvenlik açıklarının artmasına ve aynı zamanda da iyi planlanmış çözümler ile daha verimli sonuçlar ortaya çıkarılmasına imkân sağlayarak çözüm üreticilerinin güçlenmesine yardımcı olacaktır.”
1- Güvenlik sektörünün genel durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Teknolojinin gelişmesi ile birlikte güvenlik alanında kullanılan yazılım ve donanımlar günden güne gelişim gösteriyor. Özellikle fiziksel güvenlikle birlikte siber güvenliğin de önemine fazlasıyla değinildiği günlerden geçiyoruz. Gelişen teknoloji sayesinde elektronikte ve buna bağlı olarak bilgisayarlardaki gelişmelerle internet kullanımı artıyor. İnternet kullanımın artması, veri trafiğinin büyümesine ve bu da saldırılara ve sahtekarlıklara açık sistemlerin artmasına neden oluyor. Bu nedenle, siber güvenlik bireysel kullanıcıların, kurum/kuruluşların ve ülkelerin konuyla ilgili çözümler üretmesi gereken bir süreci de içinde barındırıyor. Fiziksel güvenlik ürünleri olan Çevre Güvenliği, Geçiş Kontrol, Video Yönetim Sistemleri, Yangın&Alarm ve Seslendirme/Anons Sistemlerinin verileri ve yönetimleri ile Siber Güvenlik ürün yönetimleri artık ortak platformlarda yer alıyor. Bu yeni yaklaşım durum farkındalıklarının artırılmasına destek veriyor. ÖLÇSAN olarak yerli ve milli çözümlerimizle, siber güvenlik alanında da çalışmalarımıza hız veriyoruz. Yazılımlarımızın yerli olması özellikle siber güvenlikte her milletin kendi adına yapması gereken bir süreç. Bu sebeple, AR-Ge çalışmalarımızla bu alanda çalışmalarımıza ara vermeden, hızla devam ediyoruz.
2- Ülkemizdeki pazarı gelişmiş ülkelerle kıyasladığımızda sektörün güçlü ve zayıf yanları nelerdir?
Türkiye açısından bakıldığında donanım ve diğer ürünleri üretmektense hammaddesi beyin olan güvenlik yazılımları ile pazarda yer almak, günümüzde de ilerleyen zamanlarda da oldukça önemli gözüküyor. Ayrıca, ÖLÇSAN olarak değişik marka ve model yazılım ve donanımları destekleyen platformlarımızla yapılan yatırımları uzun vade ile değerlendirme imkânı sunuyoruz. Güvenlik ürünü kullanan müşterilerimizin tek bir donanım üreticisine bağlı kalmalarının ve sınırlı teknoloji/çözüm kullanmalarının önüne geçmiş oluyoruz.
3- 2022 nasıl geçti, önümüzdeki döneme ilişkin beklentileriniz ve hedefleriniz nelerdir?
Sektör, yeni çözümlerle/ürünlerle ve çalışılan yeni alanların katılımıyla da büyümeye devam ediyor. Burada önemli olan yerli ve milli çalışmaların bu süreçte aldığı pay oluyor.
Tüm sektörlerde online hizmetler ve dış kaynak kullanımının artacağı dijital bir sürece doğru gidiyoruz. Bütün bu eğilimler, dijital güvenlik açıklarının artmasına ve aynı zamanda da iyi planlanmış çözümler ile daha verimli sonuçlar ortaya çıkarılmasına imkân sağlayarak çözüm üreticilerinin güçlenmesine yardımcı olacaktır.
Ülkemizde olduğu gibi bölgemizde de bu yaklaşım ve çözümler bu sene içerisinde hızla destek görüyor ve daha çok kurum bu yönde talep gösteriyor. ÖLÇSAN olarak, gerçek zamanlı güvenlik ve müşteri ihtiyaçlarına uygun olarak geliştirdiğimiz çözümlerimizle hedeflerimize ulaşmak için çalışmalarımıza her yıl olduğu gibi 2023 yılında da devam edeceğiz.
4- Hızlı gelişen teknolojiler ve yeni trendler hakkında neler düşünüyorsunuz. Yeni dönemde bizi neler bekliyor?
Etkisi halen devam eden pandemi süreciyle hayat birçok alanda çevrim içi platformlarla devam ediyor. Bu da çevrim içi alanların yapısını ve güvenliğini önemsememize neden oluyor. Özellikle siber güvenlik alanında gelişmeler hızla ilerliyor. Verilere yetkisiz erişimi engelleyen EagleEye ürünümüz ile cihazların ve uygulamaların korunmasını sağlıyoruz. Ayrıca yeni geliştirdiğimiz ürünümüz T-STRAINER ile saldırı tespit ve önleme sistemleri ağ güvenliğini sağlıyoruz. Saldırı tespit ve önleme sistemi (IDS/ IPS) olan T-STRAINER, bir ağı kötü amaçlı etkinliklere ve saldırılara karşı sürekli olarak izleyen ve bu saldırı gerçekleştiğinde raporlama, engelleme veya devre dışı bırakma işlemleri dahil olmak üzere, bu saldırıyı önlemek için harekete geçen bir ağ güvenlik sistemi sunuyor. T-STRAINER, diğer ağ güvenliği teknolojilerinin aksine ağ performansını minimum etkileyerek yüksek hacimli trafiği tarayabilecek kadar verimli olması, geliştirilebilir ve özelleştirilebilir imza listesi, kullanım alanına göre konfigüre edilebilir çalışma modları ve ara yüz imkânı ile kullanıcı dostu bir uygulama olması öncelikler arasındadır. Bu ürün dışında geliştirdiğimiz siber güvenlik çözümleriyle hizmet vermeye devam ediyoruz.
Forbes’a göre 2023’te trend olması beklenen teknolojiler arasında ÖLÇSAN’ın hizmet verdiği ve AR-GE çalışmalarını yönlendirdiği alanlar yer alıyor. Yapay zekâ, siber güvenlik ve sürdürülebilir teknoloji bunların arasında yer alıyor. Yapay zekâ destekli Entegre Tehdit Yönetim Sistemi platformu STMS, siber ve fiziksel güvenlik katmanlarından oluşuyor. Güvenlik operatörlerine her bir operatörün rolüne göre uyarlanmış fonksiyonlara erişimle, alanların güvenlik durumunun bütünleşik bir görünümünü sunuyor. Geçiş Kontrol ve Personel Devam Kontrol Sistemi Yazılımı KIMO, ÖLÇSAN’ın marka bağımsız çalışan, birden fazla üreticinin değişik teknolojilerinin aynı anda kullanılabildiği yerli ve milli yazılımıdır. Geçiş Kontrol Sistemleri, alanlar arasında geçişi denetleyen, yetkisiz geçişleri engelleyen, yetkili geçişlere izin veren ve tüm bu süreci kayıt altına alarak, raporlama fırsatı sunan KIMO platformu tarafından yönetilir. Bunun yanında sahip olduğu farklı modüllerle, İnsan Kaynakları Bölümü’ne yardımcı olacak birçok uygulamayı da sunar. Önümüzdeki yıl içerisinde yeni ülke ve bölgelerde lokalizasyon ve yerel iş ortaklarımızla KIMO yurt dışı pazarlarını genişleteceğiz.
Sürdürülebilir teknoloji alanında da özellikle akıllı ve güvenli şehirler kapsamında yaptığımız çalışmaları hızla geliştiriyoruz. City on CLOUD ve AGASY platformlarımızla IoT modülleri ile yenilenebilir enerji, akıllı bina otomasyonu, elektrikli araçlar ve akıllı genel aydınlatma sistemlerinin yönetilmesine yardımcı oluyoruz.
Enerji kullanımının kontrollü olmasının hedeflendiği yeni dönemde farklı çalışmalarımızla hizmet vermeye devam edeceğiz.
“Dünya artık “nesnelerin interneti” anlamındaki IoT, Blockchain ve AI (Yapay Zekâ) trendleri etrafında dönüyor. Tüm bunların sanayiye yansıması olan “Endüstri 4.0” metodolojisini hizmet sektörüne de uyarlayabileceğimize inanıyoruz.”
1- Güvenlik sektörünün genel durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
İki milyon kişinin özel güvenlik kimliği olduğu bir sektörden bahsediyoruz. Bu sayılar sezona göre değişkenlik gösterebiliyor; kriz dönemlerinde geçici iş diye bakıp bu alana yönelen çalışanlar olduğu gibi krizle birlikte en çok personel azaltılan alanlardan biri de güvenlik hizmetidir. Özellikle önümüzde zor bir dönem var. Nitekim diğer hizmetlere nazaran sarf malzemesi neredeyse hiç olmayan, personel ekipmanı az bir hizmet koluyuz.
2- Ülkemizdeki pazarı gelişmiş ülkelerle kıyasladığımızda sektörün güçlü ve zayıf yanları nelerdir?
Türkiye için zor bir yıldı, ekonomik verilerin belirsizliği, artan enflasyon ve özellikle asgari ücretteki yüzdelik artış, 2022 yılına yönelik hazırladığımız bütçeler için zorlayıcı etkenlerdi. Atalian Güvenlik olarak bu tip makroekonomik değişikliklere hazırlıklıyız. Atalian Türkiye’nin güçlü temellere oturmuş, sektörde döviz borcu bulunmayan, güçlü müşteriler ve tedarikçilerle çalışan, ülkemizin lider hizmet firması olması sayesinde bunu söyleyebiliyoruz.
Geçmiş yıllarda AVM’lerde X- Ray aramalarının kaldırılması konuşulurken, artan risklerden dolayı olmayan tesislere dahi arama noktaları konuldu. Bu biraz ülkenin bulunduğu güvenlik durumu ile bağlantılı. Ülkemiz terör faaliyetleri açısından geçmişe nazaran daha güvenilir ancak ekonomide yaşanması muhtemel sıkıntılar daha farklı riskler de doğurabilir.
3- 2022 nasıl geçti, önümüzdeki döneme ilişkin beklentileriniz ve hedefleriniz nelerdir?
2022’de Marmara, Akdeniz ve Ege’de daha agresif büyüdük ve bunun devam edeceğine inanıyoruz. Hedefimiz en az yüzde 25 büyümek idi ancak yüzde 50 bandında bir büyüme yaşadık. Buna ilave olarak Karadeniz, Trakya ve Güney Anadolu Bölgesi de bizim için ciddi potansiyel içeriyor. Yine Anadolu’da büyümenin yanında çok fazla içerisinde olamadığımız farklı sektörlere de güvenlik hizmetimizi taşıyacağız ve bu anlamda tüm bölgelere ağırlık vereceğiz. Daha kat edeceğimiz uzun bir yol var ama emin adımlarla ilerliyoruz.
4- Hızlı gelişen teknolojiler ve yeni trendler hakkında neler düşünüyorsunuz. Yeni dönemde bizi neler bekliyor?
Güvenlik hizmeti insan gücü olmadan düşünülemez ve kurgulanamaz. Elektronik cihazlar riski azaltan, önleyici ve tespit yönünden destek olan bütünleyici ekipmanlardır. Bu hizmetlere hızla başka ekipmanları dahil etmeye başladık. Ancak bunu, sektör olarak henüz istediğimiz seviyede ve efektif anlamda kullanamıyoruz çünkü müşterilerimiz bu konuda tam anlamıyla hazır değil. Firmalar olarak daha çok çaba sarfetmeli ve müşterilerimizi bu yönde bilinçlendirmeliyiz. Akıllı Video Analiz Sisteminin ne olduğunu, faydalarını bilmeyen birçok yönetici ve işletme var maalesef. Aslında bu tip akıllı sistemler ile zaten mevcut olan kamera sistemlerine yapılacak ufak ilave ve yatırımlar güvenlik risklerini azaltabilir hatta personel tasarrufu sağlayabilir. Halihazırda kullandığımız ve ciddi yatırımlarla kurduğumuz CCTV kamera sistemleri, akıllı video analiz programları, sensörler, X-ray cihazları ve mobil terminaller birbiriyle ve merkezimizle kesintisiz iletişim gerçekleştirecek. Bütün bu bileşenleri yakın gelecekte yapay zekâ yönetecek. Toplanan verilere dayanarak önceden planlanan ya da yerel yapay zekâ tarafından anlık alınan kararları tüm bileşenlere bildiren, aksiyon ve sonuçları takip ederek teknolojik-fiziki güvenliğin birlikte sağlandığı dijital yapılanmalar gerçekleşecek. Dünya artık “nesnelerin interneti” anlamındaki IoT, Blockchain ve AI (Yapay Zekâ) trendleri etrafında dönüyor. Tüm bunların sanayiye yansıması olan “Endüstri 4.0” metodolojisini hizmet sektörüne de uyarlayabileceğimize inanıyoruz. Bu kapsamda Atalian Güvenlik olarak yakın gelecekte özel güvenlik hizmetlerini destekleyecek nitelikteki “Güvenlik 4.0” entegre güvenlik projesine start verdik. 36 ülkede faaliyet gösteren Atalian’ın dünya çapındaki know- how’ından da yararlanan projemiz, konvansiyonel güvenlik yaklaşımından çok çok üstün nitelikte güvenlik hizmeti sunmanın yanı sıra teknik altyapıda da büyük gelişme yaratacak.
“Zayıf taraflarımızın başında ise eğitim, görev alanına yönelik uzmanlaşma, yönetici ve eğitici eğitimleri, doküman, teknolojiye uyum, tekâmül (upskilling/ reskilling) eksiklikleri sayılabilir. Bu çerçevede, sektörün zayıf tarafları giderilmediği sürece, kuvvetli taraflarından istifade etmek de daha zor hale gelebilecektir.”
1- Güvenlik sektörünün genel durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Özel güvenlik sektörümüzün, 2022 itibariyle yaklaşık 3 milyar avro ticaret hacmi, 350 bin adedi aktif çalışan olmak üzere 1,5 milyondan fazla sertifikalı personel, 1633 özel güvenlik şirketi, 493 eğitim kurumu ve 96 alarm izleme merkezi ile hem Avrupa Birliği ülkeleri içerisinde hem Orta Doğu ve Kafkasya coğrafyasındaki özel güvenlik sektörleri hem de ülkemizin diğer sektörlerindeki istihdam hacmi dikkate alındığında, her yönden önemli bir potansiyele sahip olduğunu söyleyebiliriz.
Bununla birlikte, özel güvenlik sektörümüzün çağımızın gereklerine uygun olarak gelişimi için bazı düzenlemelere ihtiyacı olduğu görülmektedir. 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunun günümüzün ve hatta geleceğin ihtiyaçlarını karşılayabilecek şekilde güncellenmesi, sektörün işlevselliği için öncelikli konuların başında gelmektedir. Buna ilave olarak, özel güvenlik görevlilerinin başlangıç eğitimlerine ilave olarak sürekli bir gelişim içinde olmasını sağlayacak, yetenek arttırıcı/kazandırıcı ilave programlara gereksinim duyulmaktadır. Ayrıca, yeni tehdit ve riskler ile ortaya çıkan “Kritik Tesis ve Altyapı Koruması”, “Dijital Dönüşüm”, “İnsansız Araçlara Karşı Savunma”, “Siber Güvenlik” gibi farklı görev ve ihtiyaçlar, özel güvenlik sektörünün de bunu karşılayacak şekilde eğitim, doktrinasyon ve yapılanmasını zorunlu hale getirmiştir.
İçinde bulunduğumuz coğrafyada ortaya çıkan yeni tehdit ve riskler değerlendirildiğinde, özel güvenlik personeli istihdam eden kurum ve kuruluşların bunu yasal bir gereklilikten ziyade, bilimsel bir tehdit ve risk analizine dayanan, bir tesis güvenlik planının en hayati ve vazgeçilmez unsuru olarak algılaması son derece önemlidir.
2- Ülkemizdeki pazarı gelişmiş ülkelerle kıyasladığımızda sektörün güçlü ve zayıf yanları nelerdir?
Özellikle AB ülkeleri ile karşılaştırıldığında, özel güvenlik sektörümüzün en kuvvetli tarafı, genç ve ihtiyacımızın üzerinde iş gücü hacmi olarak belirgin bir şekilde öne çıkmaktadır. Söz konusu iş gücünün gerekli eğitim ve yeteneklerle donatılması halinde, gelişmiş ülkelerin özel güvenlik sektörlerinin artan taleplerine karşılık verebileceğini değerlendiriyorum.
Zayıf taraflarımızın başında ise eğitim, görev alanına yönelik uzmanlaşma, yönetici ve eğitici eğitimleri, doküman, teknolojiye uyum, tekâmül (upskilling/reskilling) eksiklikleri sayılabilir. Bu çerçevede, sektörün zayıf tarafları giderilmediği sürece, kuvvetli taraflarından istifade etmek de daha zor hale gelebilecektir.
3- 2022 nasıl geçti, önümüzdeki döneme ilişkin beklentileriniz ve hedefleriniz nelerdir?
Hepimizin malumları olduğu üzere, diğer iş kollarında olduğu gibi güvenlik sektörü de 2019 ve 2020 yıllarını COVID-19 pandemisinin çok yönlü küresel etkilerine maruz kalmış, bunun sonuçlarına gerek sağlık riskleri ile mücadele ederek ve gerekse ekonomik ve istihdam risklerine katlanarak geçirmek zorunda kalmıştı. 2021 yılında diğer sektörlerdeki normalleşmeye paralel olarak güvenlik sektörü de 2022 için umut veren bir toparlanma süreci geçirdi. Bununla birlikte 2022 yılı, başta Ukrayna-Rusya savaşı olmak üzere bulunduğumuz coğrafyanın çevresindeki istikrarsızlıkların, küresel ve ulusal ekonomik krizin etkilerini derinleştirmesi nedeniyle, güvenlik sektöründeki normalleşme ivmesi istenilen seviyeyi yakalayamadı.
Önümüzdeki dönemde;
- Özel güvenlik sektörümüzün eğitim, uzmanlaşma ve yeni yeteneklerin edinilmesine yönelik stratejik bir planlama yapılarak, istihdam fazlası yaklaşık 1,2 milyon özel güvenlik personelinin Avrupa özel güvenlik sektörüne kazandırılmasının değerlendirilmesinin,
- Özel güvenlik personeli istihdam eden tesislerin ihtiyaç duyacakları özel güvenlik görevlilerin sayısını, uzmanlık alanını ve yeteneklerini yapılacak bağımsız bir güvenlik risk değerlendirmesi ve planına istinaden tespit etmesinin,
- Özel güvenlik personelinin uzmanlaşma, yeni yetenek kazanma ve fiziki yeterlilik gibi kişisel gelişim konularında teşvik edilmesinin,
- Bu sektörde çalışanların özlük ve sosyal hakları ile çalışma koşullarının iyileştirilmesinin faydalı olacağını düşünüyorum.
4- Hızlı gelişen teknolojiler ve yeni trendler hakkında neler düşünüyorsunuz. Yeni dönemde bizi neler bekliyor?
Bilgi Teknolojilerindeki yeni gelişmelere paralel olarak, başta şehir yönetim ve liman operasyonlarının optimizasyonu, kontrolü ve verimliliğinin artırılması olmak üzere, hemen hemen her sektör dijital dönüşümü belirli seviyelerde uygulamaya başladı.
Küresel ölçekte bir çok şirket, kurum veya tesis büyük bir hızla Nesnelerin İnterneti (IoT), Büyük Veri (Big Data), Blok zincir (Blockchain), 5G, Yapay Zeka (Artificial Intelligence-AI), Bulut, Coğrafi Bilgi Sistemleri (GPS), otomatik konumlandırma (automatic positioning), makine görüşü (machine vision), uzaktan kumanda (remote control), akıllı teşhis ve değerlendirme ekipmanı (intelligent diagnosis equipment), insansız veya otonom ekipman ve Bilgisayar Simülasyon Teknolojileri gibi yeni teknolojileri bünyelerine adapte ederek verimliliği artırma yarışına giriştiler.
Özel güvenlik sektörünün de bu trendlerden uzak kalması veya etkilenmemesi söz konusu değil. Bu gelişmelere tesis güvenliği açısından bakıldığında, yeni teknolojiler henüz özel güvenlik personelini ikame edecek ya da sektöre alternatif oluşturacak bir durumda değil. Özellikle tesis güvenliğinde kullanılan yeni teknolojilerin ve sensörlerin arızalanma, doğal etkenlere maruz kalarak etkinliğinin azalması veya doğrudan manüple edilme gibi risklere karşı hassas olması, güvenlik personelinin klasik görev faaliyetlerini hala gerekli kılıyor. Bununla birlikte, AB sektör raporlarında özellikle bilgi teknolojileri alanında uzmanlaşmış güvenlik görevlilerine olan ihtiyacın her geçen gün arttığı vurgulanıyor. Yakın gelecekte güvenlik personeli görev tanımına, bilgi teknolojilerini etkin kullanmanın yanı sıra, tehdit ve riskleri tespit, teşhis ve etkisiz hale getirebilecek şekilde bilgi teknolojilerini yönetmek de dahil olabilir. Bu çerçevede özel güvenlik görevlerine, mesleki gelişim paternlerini çağın gereklerine uygun olarak geliştirebilecekleri sertifika programlarına katılmalarını, yeni yetenekler kazanacak şekilde kişisel gelişim hedeflerini planlamalarını tavsiye ederim.
“Herhangi bir ülkede herhangi bir sektörün ihtiyacını, belirlenen güvenlik risklerini ve bu riskleri minimize edecek entegre güvenlik çözümlerini görebiliyor, benzer dertlere benzer çözümler geliştirebiliyor, birbirimizin çözümlerinden de teknoloji alanında ilham alabiliyoruz.”
1- Güvenlik sektörünün genel durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Teknolojinin daha güçlü hale gelmesiyle beraber yeniden şekillenmeye başlayan güvenlik sektörü, özellikle son zamanlarda dünyada en hızlı büyüyen sektörlerden biri haline geldi. Geleneksel “fiziki güvenliğin” ötesinde, yapay zeka, bulut bilişim, IoT ve siber güvenlik gibi bir dizi yenilikle beraber değişmeye ve gelişmeye devam ediyor. Sanayideki gelişmeleri hizmet sektörüne de uyguladığımız Hizmet 4.0 ile birlikte dijitalleşme, tüm hizmetlerin ölçülebilir, takip edilebilir, şeffaf bir şekilde denetlenip raporlanabilir olmasını da olağan bir süreç olarak önümüze getirdi.
2- Ülkemizdeki pazarı gelişmiş ülkelerle kıyasladığımızda sektörün güçlü ve zayıf yanları nelerdir?
Bizim gibi global firmaların lokal pazarda avantajları oldukça hissedilir. 100 yılı aşkın süredir 6 kıtada entegre güvenlik çözümleri sunan uluslararası bir firma olarak öncelikle her sektöre, her coğrafyaya özel bilgi birikimi oluşuyor. G4S; son yıllarda G4S Akademi çatısı altında toplayarak 800.000 ‘in üzerinde çalışanıyla aynı anda bir bilgi kütüphanesi oluşturdu. Dolayısıyla herhangi bir ülkede herhangi bir sektörün ihtiyacını, belirlenen güvenlik risklerini ve bu riskleri minimize edecek entegre güvenlik çözümlerini görebiliyor, benzer dertlere benzer çözümler geliştirebiliyor, birbirimizin çözümlerinden de teknoloji alanında ilham alabiliyoruz. Dolayısıyla diğer ülkelerin güvenlik çözümleri bizim için gerek bilgi gerek tedarikçiler gerekse teknoloji altyapısı olarak bize referans oluşturabiliyor. Hatta G4S Türkiye olarak bugün burada geliştirdiğimiz yazılımı diğer ülkelere ihraç etme noktasına geldiğimiz için operasyonel mükemmellik ve teknoloji alanında yer yer önderlik de edebiliyoruz.
3- 2022 nasıl geçti, önümüzdeki döneme ilişkin beklentileriniz ve hedefleriniz nelerdir?
Hedefimiz Türkiye’nin en yenilikçi, en sistematik ve en müşteri odaklı güvenlik firması olmak; uzmanlık alanımız hizmet mükemmelliğidir. Sektörde teknoloji tabanlı sistemler ve çözümlerde her gün daha yenilikçi olmayı, her sektörün lider firmalarından oluşan portföyümüze yenilerini ekleyerek devam etmeyi amaçlıyoruz. Bu inancımızı son 3 yılda yaptığımız sermaye artışlarımızla yeni işlere ve projelere daha kuvvetli yaklaşmak adına somutlaştırdık. Değişen yeni ofislerimiz, Türkiye’de 31. yılımızda yüksek motivasyonumuz ve yeni fikirlerimize, çözümlerimize yoldaşlık eden teknolojik gelişmelere heyecanlı yaklaşımımız ile sürdürülebilir kaliteyi hedefliyoruz.
4- Hızlı gelişen teknolojiler ve yeni trendler hakkında neler düşünüyorsunuz. Yeni dönemde bizi neler bekliyor?
Önümüzdeki dönemlerde her alan, her sektörde olduğu gibi sektörümüzde de teknoloji tabanlı çözümler, uzun vadede firmalara yarattığı katma değer, özellikle firmaların sorunsuz bir güvenlik tasarımına sahip olduklarında kendi öz işlerine odaklanma imkanı artacağı için verimliliklerini de arttıracak. İnsan hatasını en aza indiren yapay zeka destekli yazılımlar, insansız hava araçları dronlarla geniş arazi güvenliği, konvansiyonel güvenlik anlayışı yerine tamamen uzaktan yönetilebilen, izlenebilen ve gerekli hallerde müdahale edilebilen güvenlik modellemeleri daha öne çıkacak. Enerji santralleri, maden ocakları, inşaat alanları, kampüsler gibi oldukça geniş arazilerde hem arazilerin zorluğu hem devriye atmanın neredeyse imkansız oluşu hem güvenliğe ihtiyaç duyan noktaların değişkenliği nedeniyle mobil çözümler de öne çıkacak hatta bu arazilerde enerji kaynağının güçlüğü nedeniyle bu çözümler solar enerjili yani kendi enerjisini üreten mobil çözümler olarak daha çok karşımıza çıkacaktır. Gelişen teknolojiye hukuki süreçler ve regülasyon çerçevesinin netleşmesiyle bunlar çok daha sık kullanılır hale gelecektir.
G4S olarak biz de 2023’te de kalitemizden taviz vermeden hacimsel büyüme ve güvenliğin her noktasında teknolojimizin de desteğiyle çığır açan, yol gösteren, liderlik eden büyük atılımlarımız olacak.
“Bizim büyük önem verdiğimiz bir değer önerimiz var; geleceğin güvenlik anlayışını belirliyor ve sektörümüzü şekillendiriyoruz. Hızla gelişen müşteri ihtiyaçlarını karşılamak üzere en yeni ve en inovatif teknolojileri güvenlik hizmetleriyle birlikte sunabileceğimiz bu yapının hem müşterilerimiz hem de sektörümüz için değer yaratacağına inanıyoruz.”
1- Güvenlik sektörünün genel durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Hızlı ekonomik gelişme, dijitalleşme, nesnelerin internetinin ve bulut tabanlı sistemlerin yaygınlaşmasıyla güvenlik riskleri artıyor. Fiziksel ve dijital açıdan yetkisiz saldırıları ve erişimi önlemek için güvenlik kavramına ve araçlarına olan talep de hızla artıyor. Günümüzde verileri, sunucuları ve ağları korumak için önemli miktarda güvenlik gerekiyor ve bu da elektronik güvenlik çözümleri sayesinde mümkün hale geliyor.
Pandemi sırasında ertelenen siparişlerin yeniden devreye girmesiyle elektronik güvenlik sektörü, globalde ve Türkiye’de büyümesini devam ettiriyor. 2023 yılında sektörümüzün büyümesini devam ettireceğini düşünüyorum. İç pazarda yüzde 6 ila 8 arasında, globalde ise dolar bazında yüzde 3,5-4,5 arası büyüme öngörüyorum.
2- Ülkemizdeki pazarı gelişmiş ülkelerle kıyasladığımızda sektörün güçlü ve zayıf yanları nelerdir?
Türkiye elektronik güvenlik sektörünü gelişmiş ülkelerle karşılaştırdığımızda henüz yolun başında olduğumuzu düşünüyorum. Dolayısıyla ülke olarak gelişime açık bir potansiyele sahibiz. Bunun için de güvenlik bilincini artırmalıyız. Konut sayısının artması, sanayinin büyümesi ile yetişmiş insan kaynağına olan ihtiyacımız da arttı.
3- 2022 nasıl geçti, önümüzdeki döneme ilişkin beklentileriniz ve hedefleriniz nelerdir?
2022, bizim açımızdan çok önemli bir dönüşüm yılı oldu. 2011 yılından beri bünyesinde yer aldığımız Securitas Grubu, müşterilerine yenilikçi, yüksek kaliteli ve sürdürülebilir güvenlik hizmetleri sunmaya devam etmek için 2010 yılından bu yana 38 şirket satın aldı. Bu yıl yapılan Stanley Security ve Healthcare satın alması ise teknoloji alanında uzun yıllardır devam eden strateji için önemli bir dönüm noktası oldu. Bu yeni oluşumun tüm dünyada ‘Securitas Technology’ adıyla faaliyet göstermesi kararlaştırıldı. Biz de Securitas’ın dünya güvenlik endüstrisini değiştirecek adımlarına eşlik etmek üzere, faaliyetlerimize Securitas Technology ismiyle devam etme kararı aldık.
Bizim büyük önem verdiğimiz bir değer önerimiz var; geleceğin güvenlik anlayışını belirliyor ve sektörümüzü şekillendiriyoruz. Hızla gelişen müşteri ihtiyaçlarını karşılamak üzere en yeni ve en inovatif teknolojileri güvenlik hizmetleriyle birlikte sunabileceğimiz bu yapının hem müşterilerimiz hem de sektörümüz için değer yaratacağına inanıyoruz. Türkiye’de elektronik güvenliğin her alanında derin tecrübeye sahip, yarısı mühendis ve teknisyenlerden oluşan 300 kişilik ekiple çalışıyoruz. 40 binin üzerinde kurulu sistemimizle sektör lideriyiz. 12 farklı sektöre sunduğumuz 6 ana hizmetimizle her yerdeyiz. Temel hedefimiz, her geçen yıl çıtayı biraz daha yukarıya taşımak. Önümüzdeki dönemde de bu doğrultuda müşterilerimize hizmet vermeye ve sektörümüze örnek olmaya devam edeceğiz.
4- Hızlı gelişen teknolojiler ve yeni trendler hakkında neler düşünüyorsunuz. Yeni dönemde bizi neler bekliyor?
Bizimki, doğası gereği giderek daha akıllı teknolojiden yararlanan bir sektör. Yapay zekâ, bulut bilişim, nesnelerin interneti gibi teknolojik gelişmeler, sektörün geleceğini şekillendirirken güvenlik anlayışına da yön veriyor. Sunduğumuz yenilikler ise daha akıllı, daha güvenli bir dünya yaratılmasına hizmet ediyor. Artan yapay zeka ve makine öğrenimi uygulamaları, son yıllarda gelişmiş analitik fırsatlarına odaklanılmasına yol açtı. Buradaki itici güç, güvenlik kameraları ve bir çözüme entegre edilen diğer sensörler tarafından üretilen verilerdeki büyük artış. Bugün yapay zeka, olay durumunda acil servisleri aramaktan sıkışıklığı hafifletmek için şehirlerdeki trafiği yönlendirmeye, yoğun perakende satış mağazalarında personeli yeniden görevlendirmeye, daha verimli aydınlatma ve ısıtma yoluyla binalarda enerji tasarrufu yapmaya kadar çeşitli analizler öneriyor ve hatta insan operatörleri yönlendiren, destekleyen eylemlerde bulunuyor.
Gelecekte ise odak noktası, analitiklerin kendisinden ziyade, sağladıkları eyleme dönüştürülebilir içgörülere doğru kayacak. Bize bir şeylerin ters gittiğini söylemekle kalmayacak, hangi eylemi yapacağımıza karar vermemizde de yardımcı olacaklar. 2023 ve sonrasının sloganının ‘analitikten eyleme…’ olacağını söyleyebiliriz.
Güvenlik sektörü için en önemli trendlerden biri, güvenliğin ötesine geçmektir. Güvenlik kameraları güçlü sensörler haline geldi. Her koşulda yakaladıkları video bilgilerinin kalitesi, onlarca yıldır artış gösterdi. Bugün, gelişmiş analitik yoluyla, başka bir bilgi ve değer katmanı ekleyen meta veriler de oluşturuyorlar. Bu, elbette, güvenliğe ek olarak güvenlik ve operasyonel verimlilik kullanım durumlarını destekleme becerilerini geliştiriyor. Artık güvenlik kameraları tarafından oluşturulan verileri, diğer sensörlerden alınan verilerle (sıcaklık, gürültü, hava ve su kalitesi, titreşim, hava durumu ve daha fazlası) birleştirme fırsatı var elimizde… Süreçlerin izlenmesi ve proaktif bakımın desteklenmesi yoluyla endüstriyel ortamlarda bu tür ağların bazı kullanımlarını halihazırda görüyoruz. Ancak bu ağlar, güvenliğimiz de dahil olmak üzere hayatımızın neredeyse her yönünü iyileştirmeye yardımcı olabilir.
Siber güvenlik bu yıl da gündemin ön sıralarında olmaya devam edecek. Güvenlik ekiplerinin tüm çabalarına rağmen, siber güvenlik ortamı her yıl daha da kötüye gidiyor gibi görünüyor. Analizlere göre, önümüzdeki yıllarda fidye yazılımları ve kimlik avı saldırıları, güvenlik ekiplerine uykusuz geceler yaşatmaya devam edecek. Çünkü siber suçlular boş durmuyor, giderek daha üretken hale geliyor. Bu ortamda kuruluşların siber esnekliğe ve risk azaltma stratejilerine öncelik vermeleri gerekecek. Uzaktan çalışmanın, beraberinde getirdiği güvenlik riskleriyle birlikte kalıcı olduğunu görüyoruz. Korumasız ev ağları, bu konuda eğitimsiz çalışanlar ve siber güvenlik kültürünün yokluğu, uygun önlemler alınmadığı takdirde kuruluşlar için ciddi bir tehdit oluşturacak.
“Risk ve tehdit unsurlarının özellikle terör örgütleri tarafından kullanılacağı da düşünüldüğünde, alınacak tedbirler için daha geniş arge faaliyetlerinde bulunmanız gerekiyor.”
1- Güvenlik sektörünün genel durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Dünya, güvenlik açısından yeni bir dönemden geçiyor. En küçük bir ihmalin bile göz önünde bulundurulduğu planlamalar ile çalışmalar yürütülüyor. Hizmet verilen her alanda risk ve değerlendirme çalışmaları,entegre güzevenlik uygulamaları ve çözümler ile yapay zeka geçmiş döneme göre daha önemli hale geldi, ancak henüz bu yonde arzu edilen ilerleme her alanda beklenen hız ve güçlü duruş ile hayat bulamamaktadır.
Sektör olarak pandemi döneminin beraberinde getirdiği değişikliklere hızlıca uyum sağladık. Havacılık sektöründe çeyrek asırdır hizmet veren bir marka olarak tüm operasyonlarımızı pandemi süreci ve sonrasındaki değişikliklere göre revize ettik. Havacılık dışındaki sektörlerde de aynı yaklaşımı sergiledik ve önümüzdeki dönemde de aynı şekilde devam etmeyi umuyoruz. Güvenlik sektörünün geleceğinde diğer tüm sektörlerde olduğu gibi tecrübeli insan kaynağı ve teknoloji kullanımı belirleyici olacaktır. En büyük gücümüz olan insan kaynağını doğru bir şekilde yönlendirmeliyiz. Mesleki ve kişisel açıdan işlenmeye son derece açık bu kaynağı, sektörümüzün ihtiyaçlarına yönelik eğitimler ve teknolojik araçlarla güçlendirerek kaliteli bir gelenek oluşturabiliriz.Tüm bunları yaparken sektörün en önemli unusuru olan insan kaynağının özlük hakları çok önemli olup,bu konuda ıyı bir yerde olamayn sektörün desteklenmesi gerekir.
2- Sektörün gelişimi için yapılması gerekenler nelerdir?
Türkiye’de özel güvenlik, yaklaşık 3 milyar avro ticaret hacmine sahip büyük bir sektör. Bin 600 civarında şirkette çalışan 350 bine yakın insan kaynağı olan bir alan. İnsan kaynağının bu sektördeki konumu önümüzdeki kısa dönemde de değişmeyecek gibi duruyor. Ancak dünya artık özel güvenlik sektöründe elektronik ve mobil ekipmanların da sıkça kullanıldığı bir hal almaya başladı. Biz de bu doğrultuda kendi operasyonlarımızı optimize etmeye ve yeni güvenlik çözümleriyle ilgili arge çalışmaları yapıyoruz. Özel güvenlik sektöründe birçok farklı alanda hizmet sunuyoruz. Gerek yönetimsel gerekse sahadaki çalışmalarda bu farklılıklara uygun hizmet vermek, değişken faktörlere en hızlı şekilde uyum sağlamak çok önemli. Bu noktada eğitim süreçlerinin eksiksiz olarak tamamlanması sektörün gelişimi açısından kritik bir nokta. Özellikle insanlarla bire bir iletişim kuran özel güvenlik görevlilerinin mesleki açıdan alması zorunlu olan eğitimlerin yanında iletişim ve empati yeteneklerini güçlendirecek şekilde desteklenmesi gerekiyor. Eğitimin yanında hem özel güvenlik görevlilerini hem de hizmet sunulan tesisleri teknolojik olarak güçlendirecek çalışmalar yapılıyor. Bu konuda yapılan uygulamalar ulusal ve uluslararası standartlarda olmakla birlikte, bazı uygulamalarla ilgili yurt dışındaki güvenlik şirketleri ve otoritelerine yol göstericilik ve danışmanlık yapıyoruz.
3- 2022 nasıl geçti, önümüzdeki döneme ilişkin beklentileriniz ve hedefleriniz nelerdir?
2022’ye ulaşım sektöründen bakarsak, bir geri dönüş yılı olarak tanımlayabiliriz. Bunu diğer tesisler için de söylemek mümkün. Yeni önlemler ve alışkanlıklara uyum sağladığımız bir yıl oldu. Önümüzdeki dönemde de mevcut operasyonlarımızın kalitesini koruyarak hem havacılık alanında hem de diğer alanlarda daha fazla lokasyonda bulunmayı hedefliyoruz. 2023 yılında asıl alanımız olan havacılık güvenliğinde daha da büyümek istiyoruz. Bu doğrultuda uçak özel güvenlik hizmetine yönelik operasyonel iyileştirmeler, yeni anlaşmalar ve buna bağlı operasyonel hazırlıklar yapıyoruz. Şu an 6 havalimanında aktif olarak vermekte olduğumuz uçak özel güvenlik hizmetini 2023 yılında uluslararası 8 havalimanına çıkarmayı hedefliyoruz. Bununla birlikte güvenlik ihtiyaçlarının arttığını ve çeşitlendiğini görüyoruz. Evlerde ve nispeten daha küçük işletmelerde önlemlerin daha profesyonel olarak alındığını analiz ediyoruz. Bu nedenle Uzaktan İzleme ve Alarm Takip Merkezi çalışmalarımızı hızlandırdık. Bu alanda da 2023 yılından itibaren geniş bir kitleye hitap etmeyi hedefliyoruz.
4- Hızlı gelişen teknolojiler ve yeni trendler hakkında neler düşünüyorsunuz. Yeni dönemde bizi neler bekliyor?
Teknolojik gelişmelere iki farklı açıdan bakabiliriz. Gelişmeler her alanda olduğu gibi güvenlik sektörü için de çok sayıda yenilik ve kolaylık getirmekte. Diğer yandan teknolojinin kötüye kullanımı ise risk ve tehdit unsurlarına çeşitlilik kazandırıyor. Bu nedenle bizler teknolojik gelişmeleri yakından takip ederek doğru analizler yapıp, durumu lehimize çevirecek hamleler yapmak zorundayız. Risk ve tehdit unsurlarının özellikle terör örgütleri tarafından kullanılacağı da düşünüldüğünde, alınacak tedbirler için daha geniş arge faaliyetlerinde bulunmanız gerekiyor. Biz de bu doğrultuda uluslararası gelişmeleri ve yenilikleri takip ederek CCTV, kartlı giriş, siber güvenlik, biyometrik sistemler gibi elektronik güvenlik uygulamaları ile drone, x-ray, patlayıcı tespit dedektörleri gibi mobil güvenlik ekipmanlarını da kullanarak entegre güvenlik hizmeti sağlıyoruz.
Related Post
Submit a Review