Sektörün kalıcı iş gücüne sahip olabilmesi için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması gerekiyor
Tüm zorluklara rağmen 2021’e ümitle bakıyoruz ve kademeli bir toparlanma olacağını düşünüyoruz. 2022 ve sonrası için ise çok daha fazla umutluyuz, ülkemizin potansiyeli ile genel bir iyileşme bekliyoruz.
Özel güvenlik sektörünün en önemli ve neredeyse tek sivil toplum örgütü olan Güvenlik Servisleri Organizasyon Birliği Derneği (GÜSOD) bu alanda 27 yıldır hizmet veriyor. 25 Ekim 1994 tarihinde İstanbul’da kuruluşunu ilan eden GÜSOD bünyesindeki özel güvenlik şirketlerinde yaklaşık 60 bin personel çalışırken, özel güvenlik sektöründeki faaliyetlerin yarıdan fazlası GÜSOD çatısı altında gerçekleşiyor. Özel güvenlik sektörünün en önemli ve en büyük oluşumu olan GÜSOD’un 16 Haziran 2021 tarihinde gerçekleşen genel kurulunda başkanlık görevine gelen Murat Kösereisoğlu ile bu sayımızda keyifli ve bilgilendirici bir söyleşi gerçekleştirdik. Başkan Kösereisoğlu bizlere kendi kariyeri, GÜSOD, sektörün durumu ve ihtiyaçları hakkında çok değerli bilgiler verdi.
Öncelikle sizi tanıyarak başlayalım. Murat KÖSEREİSOĞLU kimdir, ne zamandan bu yana özel güvenlik sektöründe faaliyet gösteriyorsunuz?
1962 Ankara doğumluyum. Tarsus Amerikan Koleji’ndeki eğitimim ardından Orta Doğu Teknik Üniversitesi, İşletme Fakültesi’nden mezun oldum. 1992’de DAK Güvenlik’in (Özel Güvenlik Şirketi) kurucuları arasında yer aldım. DAK Güvenlik’in dünya lideri güvenlik şirketi SECURITAS bünyesine katıldığı 2006’dan beri kurumda Ülke Başkanı olarak görev yapmaktayım. GÜSOD’un kuruluş aşamasında aktif olarak rol aldım ve 5188 sayılı Özel Güvenlik Kanunu’nun yasalaşma sürecine katkı ve destekte bulundum.16 Haziran 2021 tarihinden itibaren GÜSOD Başkanlığı görevini üstlenmekteyim.
Genel olarak GÜSOD’ un çalışmalarından, misyon ve vizyonundan bahseder misiniz?
Güvenlik Servisleri Organizasyon Birliği Derneği (GÜSOD); özel güvenlik sektörünün doğru çalışma ilkelerini ve asgari standartlarını oluşturmayı amaç edinen özel güvenlik şirketlerinin yöneticileri tarafından 25 Ekim 1994 tarihinde İstanbul’da kuruldu. 27 yıldır özel güvenlik sektörüne hizmet veriyor bu bağlamda sektörün yegane sivil toplum kuruluşudur. GÜSOD bünyesindeki özel güvenlik şirketlerinde 60.000’in üzerinde özel güvenlik görevlisi istihdam edilmekte ve GÜSOD, özel sektörde yürütülen hizmetlerin %50’den fazlasını çatısı altında barındırmaktadır. Özel güvenlik sektöründe gerçekleşen cironun yüzde 60’ı GÜSOD üyesi şirketlere ait olmakla beraber kamu kurumlarının kendi bünyelerinde yürüttüğü hizmetler bu kapsama dahil değildir. GÜSOD; 2000 yılından bu yana Avrupa’da 23 ülkenin (bu ülkelerin 17’si AB üyesidir) üye olduğu Avrupa Güvenlik Hizmetleri Konfederasyonu’nun (Confederation of European Security Services (CoESS) asil üyesidir. GÜSOD; Konfederasyon bünyesinde aktif olarak faaliyetlerini sürdürmekte ve ülkemizde sektör standartlarının gelişim sürecine katkı sağlamaktadır.
“27 yıldır özel güvenlik sektörüne hizmet veren GÜSOD bu bağlamda sektörün yegane sivil toplum kuruluşu konumunda.”
Hedeflerimiz arasında; ülke ekonomisine değer katan tüm özel sektör kuruluşlarının faaliyetlerini kesintisiz sürdürebilmeleri, üretim ve hizmet kaybına uğramamaları, çalışanlarının can, mal ve huzurlarının korunması dahil olmak üzere sürdürülebilirliğe katkıda bulunmak, özel güvenlik sektöründe insan kaynağını sürekli ve kalıcı kılmak, bu insan kaynağına daha iyi eğitim verilmesini sağlayarak onları etkin hale getirmek, kamu güvenliğine bu vesile ile destek olmak, sektörde yeni istihdam alanları yaratmaya yönelik çalışmalar yapmak, sektör çalışanlarını ilgilendiren birçok yasal düzenlemenin takipçisi olmak yer almaktadır. Özellikle; özel güvenlik sektöründe hizmet veren özel güvenlik görevlilerinin çalıştıkları branşlara ait eğitim ve fiziki standartları oluşturarak, verilen hizmetlerin niteliğinin yükselmesi ve bu kapsamda anlayış bütünlüğünü sağlamak da diğer hedeflerimiz arasında yer almaktadır.
Ülkemizde özel güvenlik sektörünün bilgi, ekipman ve teknoloji açısından gelişmişliği ne durumdadır, mevcut durumumuz ABD ve Avrupa başta olmak üzere güvenlik sektörüne ciddi yatırım yapan ülkelerle kıyaslandığında ortaya nasıl bir tablo çıkıyor?
Ülkemizde kullanılan; alarm, kamera ve erişim kontrol sistemlerin çoğu ithal edilmektedir. Ancak yazılım konusunda Türkiye’de iyi örnekler var, bu alanda son yıllarda olumlu gelişmeler yaşanmakta. Özellikle yazılım geliştirme teknolojilerinde birçok Avrupa ülkesinden daha ileri durumdayız. Avrupa’yla kıyaslandığında güvenlik sistemlerinde Türkiye’nin ileri seviyede teknoloji kullandığını da söyleyebilirim. Teknolojinin gelişimi her sektörde yeni çözümler sunulmasını sağlıyor. Teknolojinin çığır açtığı alanlardan biri de özel güvenlik sektörü. Son dönemde özel güvenlik sektöründe öne çıkan teknolojik çözümler arasında; izin alınarak drone kullanımı, video analizleri yapabilen termal ve optik kameralar, HES kodu sorgulama yazılımları öne çıkıyor. Yeni teknolojilerin kullanımı insan istihdamını belli oranda azaltıyor gibi görünse de en nihayetinde bu sistemleri kullanan ve kontrol edecek olanlar yine insanlar, bu sistemler nitelikli ve eğitimli personelin gerekliliğini arttırıcı bir etki gösterirken insan hatasını da en aza indirgemektedir. Pandemi süreci ile birlikte insanlar arasında temasın azalması eğilimi insan yerine ikame edilecek teknolojik çözümleri ön plana çıkardı. Bu gelişme, termal kamera ile güvenlik çözümlerinin mevcut çözümlere entegrasyonunu sağladı. Bugün; turnike, kartlı geçiş sistemlerine ateş ölçer entegre edilip yüksek ateşlilere geçiş izni verilmemesi bu entegrasyonlar sayesinde mümkün hale geldi. Son dönemin bir diğer öne çıkan teknolojik çözümü ise video analiz yazılımlarıdır. Bu yazılımlar her kamerayı adeta bir alarm sistemine dönüştürüyor. Tanımlanan kurallar ile bir olumsuzluğun gerçekleşmeden algılanmasını sağlayan video analiz yazılımları, olumsuz durumun görüntülü alarm olarak uzaktan izleme merkezindeki operatörün önüne otomatik olarak düşürülmesini sağlıyor. Çevre sınır ihlali, şüpheli paket, aylak adam, kayıp obje, yanlış park ve ters yön gibi pek çok durumda video analiz kuralları tanımlanarak olumsuz durumlar önceden tespit edilebiliyor. Bu yazılımlar sayesinde; gerek uzaktan anons yaparak gerekse de özel güvenlik görevlilerini olay yerine yönlendirerek erken ve etkin müdahale imkânı yaratmak ve olayları gerçekleşmeden önlemek artık mümkündür. Yeni teknoloji çözümleri paralelinde; büyük data ve datanın anlamlandırılarak bilgi haline getirilmesi de mümkün. Yapay zeka, arttırılmış zeka çözümleri ile verilerin analiz edilmesi ve anlamlandırılmasıyla öngörülebilir güvenlik alanında suç oranlarının ciddi anlamda düşebildiğini görmekteyiz.
Özel güvenlik sektörü açısından 2020 sizce nasıl geçti, sektörün 2021 hedefleri neler olmalıdır?
Türkiye’de 2020 yılında 120.000’i kamuda olmak üzere 335.000 özel güvenlik görevlisi istihdam edilirken 2021 yılında bu sayı 341.000 seviyesine yükseldi. Bu sayının yükselmesinde önemli bir etken de Polis ve Jandarma kayıtlarının birleştirilmesi oldu. Ancak pandemi döneminde uygulanan kapanma tedbirleri kapsamında özel güvenlik sektöründe başta alışveriş merkezleri, turizm ve perakende sektörü olmak üzere bazı faaliyet alanlarının kısıtlanması, askıya alınması-kapatılması daralmalara sebebiyet verdi.
“Yazılım konusunda Türkiye’de iyi örnekler var, bu alanda son yıllarda olumlu gelişmeler yaşanmakta. Özellikle yazılım geliştirme teknolojilerinde birçok Avrupa ülkesinden daha ileri durumdayız.”
Bu nedenle özellikle pandeminin ilk döneminde 30.000 güvenlik görevlisi geçici süre ile kısa çalışma ödeneğinden veya nakdi ücret desteğinden faydalanmak zorunda kaldı. Normalleşme sürecinin başlaması ile tekrar eski istihdam seviyelerine geri dönebildik, hatta yaz sezonunun etkisi ile çalışan eksikliği tekrar baş gösterdi. Bu dönemde tüm özel güvenlik sektöründe çalışanların salgından korunması için yapılan harcamalar 30 milyon TL üzerinde gerçekleşti.
Pandemi tüm sektörleri etkilediği gibi özel güvenlik sektörünü de etkiledi. Salgının sektöre olumsuz etkileri olduğu gibi, salgınla mücadele özel güvenlik firmalarına yeni alanlar açtı, yeni ürün ve çözümler geliştirilmesine olanak sağladı. Bütünlüklü değerlendirdiğimizde pandemi sürecinin özel güvenlik alanına etkileri neler olmuştur?
Özel güvenlik sektörü, bu dönemde bile neredeyse kesintisiz olarak hizmetlerini sürdürdü. Özel güvenlik görevlileri bu dönemde yakın temas gerektiren ateş ölçmek veya HES kodlarını kontrol etmek gibi görevler nedeniyle görevlerini risk altında sürdürmek zorunda kalmışlardır. Bir diğer sorun da pandemi süreci ile birlikte özel güvenlik şirketlerine gelen ekstra maliyetler olmuştur.
CoEES üyeliği ne zaman oldu, ortak proje geliştirdiniz mi?
GÜSOD, CoESS üyesi ve Türkiye temsilcisidir. Derneğimiz, 2000’de, Confederation of European Security Services – CoESS Avrupa Güvenlik Hizmetleri Konfederasyonunun asli üyesi olmuş ve “Gemi ve Liman Güvenliği (Maritime Security)” çalışma komitesinin kuruluşunda öncü rol üstlenerek bu komitede ilk başkanlık görevini üstlenmiştir. Halen CoESS bünyesinde bulunan çalışma komitelerinde aktif olarak görev almaktayız. CoESS’e 17’si AB Üyesi olmak üzere 23 ülke üyedir. Bu yapı, Avrupa’da faaliyette bulunan 45.000 Özel Güvenlik Şirketini temsil etmektedir. Bu şirketlerde çalışan Özel Güvenlik Görevlisi sayısı 2 milyonun üzerindedir. CoESS ile birlikte bir Avrupa Birliği Projesi olan METPROM Projesi (Modular Enhanced Training Programme for European Maritime Security Personnel) hayata geçirilmiştir. Bu Proje Deniz Limanlarının güvenliği ile buralarda istihdam edilecek güvenlik personelinin eğitimlerine yönelik ISPS CODE ile uyumlu tamamlayıcı nitelikte online olarak gerçekleştirilen uzaktan eğitim sertifika programıdır. Projenin Avrupa Birliği paydaşları STC GROUP (HOLLANDA), BORAS Üniversitesi (İSVEÇ), WISMAR Üniversitesi (ALMANYA) ve WORLD MARITIME Üniversitesi (İSVEÇ)’dir. METPROM Eğitim Sertifika Programı AB ülkeleri tarafından da kabul edilmektedir.
Her geçen gün değişen tehdit unsurları ve artan riskler karşısında Türkiye’de özel güvenliğin gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz, güçlü ve zayıf olduğumuz alanlar nelerdir?
Özel güvenlik görevlisine toplumun bakış açısında bazı sorunlar mevcuttur. Özel güvenlik görevlerine toplum nezdinde meslek olarak bakılmaması veya özel güvenlik görevlerinin geçici iş olarak değerlendirilmesi tablosu ile karşı karşıya olduğumuzu söyleyebiliriz. Sektördeki sirkülasyon çok yüksektir. Sirkülasyon oranının %50’ler üzerine çıkması nitelikli insan gücünün oluşmasını tehdit eden faktörler arasında önde geliyor. Sayısal verilerin sektörün düzenleyicisi ve denetleyicisi kamu otoriteleri tarafından paylaşılacağını ümit ediyoruz.
“Türkiye’de 2020 yılında 120.000’i kamuda olmak üzere 335.000 özel güvenlik görevlisi istihdam edilirken 2021 yılında bu sayı 341.000 seviyesine yükseldi.”
Özel güvenlik sektörü yeni mezunlar ve işsizler için bir geçiş alanı olarak görülmekte; bu nedenle de nitelikli iş gücünün sağlanması zorlaşmaktadır. Bu konuda daha önceki yıllarda olduğu gibi sektörün kalıcı iş gücüne sahip olabilmesi için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması yolundaki girişimlerimize devam edeceğiz. Sektörün önde gelen diğer sorunları arasında; özlük haklarının iyileştirilmesi, bu nedenle dayanıklı iş gücüne ulaşılamaması ve dolayısı ile meslek standartlarında ve eğitimde istenilen seviyelere gelinememesi, yüksek teknolojik alt yapının kullanılması/tesis edilmesi sayılabilir. Özel güvenlik görevlilerine sosyal ve özlük hakları kapsamında aldıkları risk ve hizmet güçlüğünü dengeleyecek pozitif desteklerin tanınmaması diğer örnekler olarak gösterilebilir. Bununla birlikte, kamu kurum ve kuruluşlarındaki tek tip üniforma uygulamasının, özel güvenlik görevlilerinin toplum nezdindeki güvenirliklerinin ve kabulünün, sektöre bağlılıklarının, aidiyet duyguları artmasına ve özel güvenlik görevlilerinin imajına olumlu katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Özel güvenlik şirketleri de yakın zamanda Özel Güvenlik Denetleme Başkanlığı tarafından belirlenen tek tip logoları kullanmaya başlayacaklar.
Geçtiğimiz ayın sonunda Özel Güvenlik Günü kutlandı. Bu vesile ile size sektörde çalışan personelin çözüm bekleyen sıkıntılarını soralım. Özel güvenlik görevlilerinin sorunları, beklentileri ve GÜSOD’ un bu konulara dair attığı/atacağı adımlar nelerdir?
Özel güvenlik görevlileri zorlu şartlarda çalışmaktadırlar. Özel güvenlik görevlileri, hayatları tehlikede olduğunda veya yaşamlarını yitirdiklerinde “iş kazası” statüsünde değerlendirilmektedir. Oysaki GÜSOD olarak amacımız, vefat durumunda kendileri ve ailelerini mağdur etmeyecek aylıklar almalarını sağlamak, kolluk kuvvetlerinde olduğu gibi riskli mesleklere tanınan hakların özel güvenlik sektörü çalışanlarına da tanınması hususunu gerçekleştirebilmektir. Bu paralelde özel güvenlik görevlilerine; şehitlik, gazilik ve yıpranma hakkı da sağlanması gerektiğini düşünüyoruz. İnsan odaklı olan özel güvenlik sektörün çalışanlarının özlük haklarının günümüz şartlarına uygun olarak düzenlenmesi ile çalışma şartlarında yapılacak iyileştirmeler sektör kalitesini arttıracak, verilen hizmetlerin kalitesini yükseltecek ve hiç şüphesiz sektöre de yeni bir vizyon kazandıracaktır. Sektörün temel sorunu çalışanların özlük hakları ve çalışma şartları. 5188 kapsamında, özlük haklarının iyileştirilmesi, fazla mesai ücretlerindeki çarpanın yükseltilmesi, genel tatil ücret çarpanının ve yıllık izin haklarının arttırılmasıyla birlikte özel güvenlik görevlilerine vazife malullüğü hakkının tanınmasının da gerekli olduğunu düşünüyoruz. Bununla birlikte özel güvenlik görevlilerinin vefatı, yaralanması durumunda tazminat ödenmesi, SGK iş tanımları listesine özel güvenlik sektörü başlığının eklenmesi de sektöre olumlu katkı sağlayacaktır. Özlük haklarının iyileştirilmesi konusunda; İçişleri Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı nezdindeki girişimlerimizi sürdüreceğiz.
“İnsan odaklı olan özel güvenlik sektörün çalışanlarının özlük haklarının günümüz şartlarına uygun olarak düzenlenmesi ile çalışma şartlarında yapılacak iyileştirmeler sektör kalitesini arttıracak, verilen hizmetlerin kalitesini yükseltecek ve hiç şüphesiz sektöre de yeni bir vizyon kazandıracaktır”
Özel güvenlik sektörünün ülkemizde nicelik olarak büyüklüğü yeterli midir, sektörün sağladığı istihdam ve cirosu hakkında bilgi verir misiniz?
Ülke genelinde istihdam edilen özel güvenlik görevlilerinin sayısal büyüklüğüne bakıldığında aileleriyle birlikte 1,5 milyon kişiyi aşkın insanımıza geçim kaynağı sağlayarak istihdam yaratan sektörün, yıllık takribi cirosu 20 milyar TL civarındadır.