Etkili stadyum güvenliğine giden yol: “Dışarıda”
Stadyumların güvenliğini sağlamak, standart kalabalık alan güvenliği teknolojileri ve protokollerinin ötesine geçmeyi gerektiriyor.
Stadyum güvenliği, kesişimleri çokça olan iki çerçeve içerisinde çalışılması ve değerlendirilmesi gereken bir konu. Spor Psikoloğu Dr. Susan Krauss Whitborne, taraftarın stadyum deneyiminin stadyumun genel atmosferi, bir diğer deyişle, taraftarda yarattığı duygu ve diğer taraftar gruplarının davranışları ile doğrudan ilintili olduğunu söylüyor. Bu yüzden stadyum güvenliği için üretilen çözümlerin iki ayrı özneye odaklanmaları şart. Bunlardan ilki, geçtiğimiz yıllarda Dünya’yı sarsan ve tekrarlarla acı ve uzun bir ders olarak öğrenilen dışarıdan gelen tehditler. Bu tehditlerin varlığı,stadyum atmosferinin eğlence ve heyecandan tedirginlik ve korkuya evrilmesine neden olarak en ufak bir duygusal dalgalanma veya olayın, panik ve izdihama dönüşmesini tetikledi. Diğeri ise, topluluk psikolojisi ve stadyum atmosferinin de etkisiyle davranış biçimleri farklılık gösteren taraftarlar. Çünkü stadyum ortamındaki duygusal değişimlerin bulaşıcılığı, küçük bir grup ile başlayan taşkınlık ve şiddet eylemlerinin göz açıp kapayıncaya kadar çok daha büyük kitleleri etkisi altına almasına sebep olabilir.
Özellikle 2015-2018 yılları, kitleleri hedef alan terör ve şiddet eylemlerinde ciddi bir artışın gözlendiği yıllardı. İnsan kalabalığının ve medya ilgisinin yoğun olduğu stadyumlar, özellikle büyük maçlar terörist organizasyonlar tarafından defalarca hedef alındı. 13 Kasım 2015’te Paris’teki Stade de France’ de düzenlenen saldırı dört kişinin canına mal oldu. 21 Mart 2016’da Türkiye’de yapılacak bir maç, bomba ihbarı nedeniyle ertelendi. Aynı yılın Aralık ayında Vodafone Park’a düzenlenen saldırıda 38 kişi hayatını kaybederken yüzden fazla sivil yaralandı.
Tüm bu örnekler, kalabalık alan güvenliğinin tüm elementlerinin stadyumlar bağlamında kullanımını gereklilik haline getiriyor. Bununla birlikte, medyanın varlığı; teröristlerin halkı sindirmek, toplumda korkuya ve şoka sebep olmak ve devletin düzeni koruma kabiliyetini sorgulatmak gibi hedefleri için ortam sağlayabiliyor. Duygu yoğunluğu ve özellikle, gerginlik, heyecan gibi duygulardan kaynaklanan tepkilerin stadyumlar için alışılmış ve naturel olması, saldırganların tavır ve duygu durumlarından tespit edilmelerini zorlaştırıyor ve ne yazık ki, kalabalığa karışmalarına imkan tanıyor. Bu özellikleri nedeniyle, stadyumların güvenliğini sağlamak, standart kalabalık alan güvenliği teknolojileri ve protokollerinin ötesine geçmeyi gerektiriyor. Papilon’un stadyum güvenliği çözümleri, biyometrik üniteleri ve kart okuyucuları tek ünitede toplayarak kapıda etkili ve çok adımlı kimlik doğrulama sağlayarak daha stadyuma adım atmadan insanların davranışlarını kontrol etmekle yükümlü olduklarını hatırlatır ve bir hesap verebilirlik zemini oluşturur. Bu sebepten sistemin sadece varlığı bile, art niyetli kimseler için caydırıcı olabilir. Bu özellik, içeride yüz tanıma entegreli kameralarla yapılan koltuk ve taraftar eşleşmesi ile tamamlanır. Herkesin bilete belirtilen noktada oturduğundan emin olunur. Bu sayede, olası bir kargaşa halinde veya şiddet eyleminde, sorumlular koltuk numaraları ve yüz görüntüleri üzerinden saniyeler içerisinde tespit edilebilir. Yani sistemlerimiz, sadece güvenlik güçlerinin işini kolaylaştıran teknolojiler değil, aynı zamanda stadyum kurallarının öğrenilmesine ve sorumluluk bilincinin kazanılmasına katkıda bulunan pekiştireçler olarak işlev görürler.
“Kapıda”: Görünürlük ve öngörüsel analiz üzerine
Amerika merkezli ve kalabalık alanlarda patlayıcı tespiti, patlama sırasında hasar minimizasyonu gibi konular üzerine yoğunlaşan T.M. LLC’nin yaptığı araştırmaya göre, kalabalık alanlarda alınan önlemlerin “görünürlüğü” dahi şiddetin azalmasında etkin rol oynuyor. Araştırma, 2005 yılında Oklahoma Üniversitesi Stadyumu’na sırt çantasında taşıdığı bomba ile girmeye yeltenen bir şahsın, kapıdaki kimlik kontrolünü fark ettiğinde içeriye girmekten vazgeçtiğini ve bombayı, sivillerin zarar görmeyeceği kadar tenha bir alanda patlattığını aktarıyor. Bu örnekten de anlaşılacağı üzere, güvenlik önlemlerinin yalnız yeterli değil aynı zamanda fark edilir olması gerekiyor. Fakat stadyum içi atmosferin huzurlu kalması ve güvenliğin maç boyunca sağlanması için, önlemlerin “varlığının” etkinlik boyu hissedilir olması şart. Papilon Stadyum Güvenliği çözümlerinin bir parçası olan, mimik ve eylem analizi entegrasyonlu görüntülü izleme sistemi tam da bu “varlığı” stadyumun her noktasından hissedilir ve alınan önlemler tüm alana halim kılmak için tasarlandı. Campus Security (Kampüs Güvenliği) isimli çevrimiçi dergi, 21 Haziran 2017’de yayınlanan “Kalabalık Alan Güvenliğinin Yedi Bileşeni’’ adlı yazıda, Bütüncül bir yaklaşımın ve görünür güvenliğin hayati önem taşıdığını vurguluyor. Dergi, stadyum yetkililerini birden fazla güvenlik unsuru ve kurulumu ile çalışmaya teşvik ederken kalabalık dağılıncaya dek güvenlik sistem ve personelini aktif tutmanın riskleri minimuma indirgeyeceğini vurguluyor. Güvenlik etkinliğinin göz önünde olması ve birden fazla sistemin ve aktörün iş birliği ile tüm alanı kuşatması, sosyal çatışma ve kriz durumlarında stadyumları ziyaret etmekten çekinen taraftarın içini rahatlatacak, sporun korku değil eğlencenin hâkim olduğu bir topluluk etkinliği olarak kalmasını sağlayacak, oyuncuların ve taraftarın can güvenliğini teminat altına alacak ve en zor zamanların dahi bir beraberlik ruhu ile aydınlanmasına yardımcı olacaktır. Bu bağlamda stadyum güvenliği çözümleri, yalnızca tehditleri dışarıda tutmakla kalmayarak, olası tehditlerin stadyum atmosferine, takım ve stadyum yönetimlerinin itibarına ve en önemlisi insan hayatına zarar vermesini önleyecektir. Bununla birlikte, söz konusu sistemlerin ve görünürlük prensibinin etkili olması bu işlevleri tek elden ve koordine biçimde yerine getiren sistemlerin ihtiyacı karşılayacak biçimde kurulumuna bağlı. Bir diğer deyişle, kullanılan sistemler ne kadar iyi olursa olsun, stadyum hacmi veya taraftar sayısı ile orantılı olmadığı müddetçe etkisiz olacaktır. İhtiyacı karşılamayan sistemler güvenlik açıklarına neden olurken, ihtiyacın üzerinde, cihaz kalabalığına dayalı önlemler hem koordinasyon ve takibi zorlaştıracak, hem de kaynak israfına neden olacağından, stadyum güvenliği çözümlerinin ölçeklenebilir olmaları önemlidir. Bu sebepten, belli bir alanın ihtiyacını belirlemek ve bununla orantılı ürün ve önlem sunmak, diğer adıyla öngörüsel analiz, bugünün güvenlik teknolojisi üreticilerinin sundukları ürün ve fiziksel hizmetin tamamlayıcı ve atlanamaz bir parçasıdır. Papilon çözümleri, birbirini tamamlayan çoklu sistemlerin harmonisine dayalı olduğundan, cihaz kalabalığı, şişirilmiş maliyetler ve bütün bir sistemin yeniden düşünülmesi gibi zamana mal olan ihtiyaçlar olmaksızın, kolayca kişiselleştirilebilir ve ölçeklendirilebilirler.
“İçeride”: Stadyum atmosferi ve taraftar psikolojisi üzerine
Sporun bir tutku, bir aşk meselesi olduğu çoktandır anlaşıldı. Sonun tahmin edilemezliği ve bunun yarattığı heyecan, ait olma ve en azından bir alanda galip olma isteği… Arkasındaki sebep ne olursa olsun, sporun, özellikle futbolun kitlelerin duygularına hitap ettiği bir gerçek. Bununla birlikte, sporun aynı zamanda medeni güç gösterisinde bulunma ihtiyacımızı karşıladığı da bir gerçek. İlkel atalarımızdan kalma bu ihtiyaç bir alanın bize ait olduğunu ve o alanda alt edilemez olduğumuzu, güvende olduğumuzu vurgulamak için başvurduğumuz ritüellerden oluşuyor. Ne yazık ki, kendimizi ait hissettiğimiz topluluk, takım bu alt edilemezliği ortaya koyamaz da yenilirse, incinen duygular ve yara almış güven kendilerini taşkın biçimlerde ortaya koyabiliyor. Sahaya fırlatılan türlü nesneler, yerinden sökülen koltuklar, hatta planlı şiddet eylemleri…
Bu tepkiyi önleyebilmek bir disiplin ve irade meselesi. Yani stadyumlar oldukça öğretici alanlar aynı zamanda. Fakat stadyumların bu işlevlerini yerine getirmek için bir disiplin sistemine ihtiyaçları var. Bir süredir uygulanan, şiddet eğilimi gösteren ve uygunsuz dil kullanan taraftarın bir sonraki maçtan men edilmesi, hem bir ceza sistemi olarak algılanıp öfkeye sebep olabiliyor, hem de kurunun yanında taraftar ahlakına uygun davranan yaşları da yakabiliyor.
Stadyum güvenliği çözümlerimiz bir ceza değil kontrol mantığı üzerine kuruludur. Stadyum girişinde Passolig kontrolünde kullanılan ekipmanla entegre çalışabilen biyometrik turnikelerle taraftarların kimlikleri doğrulanır ve Passolig’de yer alan bilgilerle tespit edilen kimliğin eşleştiğinden emin olunur. Geçiş yapan taraftarlar, biletlerinde belirtilen koltuklara otururlar. Stadyum düzeninin sağlanması adına, stadyumu izleyen kameralara yerleştirilen Papilon’un gerçek zamanlı yüz tanıma yazılımı SnapFace, kişilerin yüz görüntüsünü yakalayarak kimlik tespiti yapar ve doğru noktada oturup oturmadıklarını kontrol eder. Bu sayede, henüz maç başlamadan ortaya çıkabilecek anlaşmazlıklar ve tartışmalar önlenmiş olur. Yine kameralara entegre Papilon Nuitrack eylem izleme ve iskelet analizi yazılımı, taraftarların duygu durumlarını ve eylemlerini analiz eder. Nuitrack sayesinde aşırı öfke, endişe gibi bazı problemlerin habercisi olabilecek duygular tespit edilerek güvenlikten sorumlu yetkililer uyarılır. İskelet analizi özelliği sayesinde Nuitrack ayrıca fırlatma, vurma, objeyle saldırı ve aşırı heyecan veya şiddet eğilimine işaret eden başka eylemleri tanıyarak güvenlik güçlerini uyarır. Arizona Devlet Üniversitesi Problem Odaklı Güvenlik Merkezi, stadyum ve kalabalık alan güvenliğinde düşülen en büyük hatanın, güvenlik personelinin tüm kalabalığı homojen algılaması olduğunu belirtiyor. Bu eğilim, tehlike teşkil etmeyen taraftarın tedirgin edilmesine neden olacağı gibi, güvenliği sağlamakla görevli personelin enerjisini ve dikkatini pek çok parçaya bölmesi e neden olur. Nuitrack gibi sistemlerin kullanımı, hem kalabalık içerisinde ayrı grup ve bireylerin duygu durumlarının tespitine imkân verir hem de hangi kişi ve gruplara yoğunlaşması gerektiği konusunda personeli yönlendirir.
Kameralara entegre SnapFace sayesinde, uygunsuz davranışlar sergileyen kişilerin kimlikleri anında tespit edilir ve müdahale edilir. Bunların yanı sıra stadyumlarda sabit kameralara ek olarak Papilon Havadan Gerçek Zamanlı Yüz Tanıma sistemine başvurulabilir. Drone’larla havadan gerçek zamanlı kimlik tespiti yapan bu sistem, iki göz arası elli piksel olduğu sürece istenen yükseklikten, çekim alanına giren her bir yüzü eşzamanlı olarak tanıyabilir ve kimlik tespiti yapabilir. Drone’ların kullanımı, hem görünürlük prensibi ile uyumlu olarak taraftara uyarıda bulunur hem de müdahaleci ve şüpheci değil, kapsayıcı ve detaycı bir asayiş pratiğinin oluşumuna katkı sağlar.
Güvenlik çözümlerimiz stadyumlar gibi oldukça kalabalık alanlarda bile “Kim?” sorusunu kolaylıkla cevaplar ve sorumluları vakit kaybı olmaksızın belirlerler. Bu sayede sadece sporun medeni eğlence amacına ters davranan ve etik dışı tutumlar sergileyen insanlar tespit edilerek ayıklanabilir. Böylece bütün bir taraftar grubu cezalandırılmamış ve kitlesel bir tepki önlenmiş olur.
Related Post
Submit a Review