Müzelerde yangın algılma ve söndürme sistemlerinin önemi
“Müzelerde seçilecek sistemler diğer alanlara göre çok daha iyi irdelenmeli, ortam görüntüsünü, dekorasyonu, tarihi ambiyansı bozmayacak özellikte olacak şekilde itina ile seçilmelidir.”
Dünyada, tarih ve kültür miras varlıklarının sergilendiği, geçmişten günümüze zarar görmeden ya da gerçeğine çok yakın korunarak ulaşabilmiş, yer altı ve yer üstünde birçok müze bulunmaktadır. Bu tarihi mirasları koruyarak, sonraki nesillere olabildiğince korunmuş şekilde bırakmak hepimizin ortak amacı olmalıdır. Bu yazıda yangından koruma konularından sadece Yangın Algılama ve Söndürme Sistemlerinin nasıl olması gerektiği konularına değinilecektir. Ülkemizde 400’ü aşkın sayıda müze bulunmaktadır. Son yıllarda müzelerin Yangın Güvenliği ile ilgili koruma önlemleri incelendiğinde maalesef alınan önlemlerin yeterli olmadığı görülmektedir. Özellikle, Yangından Korunma Sistemleri teknolojilerinin günden güne hızla geliştiği dikkate alındığında, önceden alınan önlemlerin ne kadar yetersiz kaldığı açıktır. Bu nedenle bu konuda ciddi bir çalışma yapılması, risk analizlerinin yapılması, çalışan duyarlılık eğitimlerinin tamamlanması, yangın önleme konularındaki eksikliklerin tamamlanması, algılama ve söndürme olanaklarının yeniden yapılması ya da iyileştirilmesi gerekmektedir. Zira her konuda olduğu gibi yangın algılama ve söndürme sistemlerinde de yeni teknolojiler sürekli güncellenmekte ve yeni sistem ve algılama cihazları olarak hayatımıza girmektedir. Ancak bu çalışmalar yapılırken müzelerin mimari yapısı ve sergilenen eserlere, tarihi ve kültür mirasına dikkat edilmelidir. Müzede yangın olması durumunda en az zarara hatta hiç zarara uğramadan korunmasının sağlanması için özel tasarımlar yapılmasına ihtiyaç bulunmaktadır. Yangın algılama sistemi’nin amacı, yangını erken aşamalarda ve kuşku doğurmayacak şekilde tespit ederek, büyümeden müdahale edilmesinin sağlanmasıdır. Algılama sisteminin hatalı alarm vermesinin engellenmesi için yapılacak alanların özellikleri ve kullanım alanlarının çok iyi tespit edilmesi ve en uygun tasarımın yapılması önemlidir. Müzelerde bu hassasiyet, tarihin tanıklarının korunması için çok daha önemli hal almaktadır. Bu nedenle müzelerde seçilecek sistemler diğer alanlara göre çok daha iyi irdelenmeli, ortam görüntüsünü, dekorasyonu, tarihi ambiyansı bozmayacak özellikte olacak şekilde itina ile seçilmelidir. Müzelerde seçilecek yangın algılama sistemi çok daha erken aşamalarda hatta neredeyse daha gözle görülmeyecek kadar dumanlanma olduğunda tespit edilerek derhal müdahale etme koşullarının oluşturulması gerekliliği dikkate alınmalıdır. Müze yangınlarının verdiği zarar maalesef telafisi mümkün olmayan sonuçlara neden olmaktadır.
Tarihte yanarak ciddi tahribata neden olan yangınlardan bazılarına aşağıdaki örnekler verilebilir. “Brezilya’nın Rio de Janeiro kentinde bulunan ve Latin Amerika’nın en önemli antropoloji kurumlarından biri olan Ulusal Müzede 2 Eylül 2018 tarihinde sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. 200 yaşındaki tarihi bir binada yer alan Ulusal Müze, iki asır boyunca ayakta kalmayı başarabilmiş olmasına karşın, 6 saat gibi kısa bir sürede ağır hasar gördü. Müzenin koleksiyonundaki yaklaşık 18 milyon eser ise, yangın ve yangından kaynaklanan duman ve kurum nedeniyle tahrip oldu. “Ulusal Müze aynı zamanda Latin Amerika bölgesinin en büyük tarihi müzesinde çıkan yangın, erken aşamalarda tespit edilmiş olsa, yaşanan yangın felakete, bunca kültür varlıklarının kaybına neden olmayacak ya da çok daha az tahribat ile birçok eserin kurtarılması sağlanabilecekti.
Bilim ve Endüstri Müzesi Yangını (ABD-Chicago – 1963) Henry Ford Müzesi Yangını (ABD – Dearborn – 1970) Soyunma Odasında başlayan yangın kısa sürede müzenin diğer bölümlerine yayılmış ancak müze çalışanlarının katkıları ile küçük müze tiyatrosuna sıçraması önlenmiştir.
Modern Sanat Müzesi:
Brezilya – 1978 nedeni tam olarak belirlenemeyen yangın (sigara ya da gösteri merkezindeki kablolardan çıktığı sanılmaktadır) 30 dakika içerisinde müzenin sürekli koleksiyonlarının %90 nı ile özel bir sergiden ödünç alınan tabloların tamamı yok olmuştur. Öncelikli olarak yangının tespitinde en etkin dedektörün insan faktörü olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle müzede çalışan tüm personelin yangın eğitimi alması çok önemlidir. Müze çalışanlarının riskleri iyi bilmesi, acil durum prosedürlerinin oluşturulması, ekip çalışmalarının periyodik olarak yapılan tatbikatlar ile pekiştirilmesi büyük önem taşımaktadır. En güncel ve teknolojik sistemler yapılmış olsa dahi, eğitimsiz çalışanlar nedeni ile yangının büyümesi engellenemeyebilir.
Müzelerdeki Yangın Algılama Sistemi seçimi için daha önce de belirttiğimiz gibi hassas yangın algılama niteliğinde olmalıdır. Bu nedenle noktasal tip dedektör yerine, Hava Emmeli Hassas Duman Algılama Sistemi – VESDA seçilmesi hem yangının çok daha erken aşamalarda tespit edilmesini sağlayacak hem de borulama yöntemi ile yapılacağından ortam dekorasyonunu bozmayacak şekilde kurulumu yapılabilecektir.
Hava emmeli hassas duman algılama sisteminin en son örneği adreslenebilir mikro borulu VESDA -VEA40 üniteleri sayesinde müze içindeki küçük kapalı odalarda veya bölmelerden ince borular ile hava emerek hangi odada veya mahalde yangının başladığının adresi tespit edilebilmektedir.
Özellikle ülkemizde, elektrik yangınlarının çok yüksek oranda çıktığı dikkate alınarak kablo galerilerinin, kablo tavalarının veya kablo güzergahlarının da yangın algılama sistemi ile korunması çok daha etkili bir korunma sağlayacaktır. Bu nedenle bina içinde doğrusal yatay veya dikey hareket eden elektrik kabloların fiber optik doğrusal yangın sensörü ile korunması yararlı olacaktır. Günümüzde fiber optik laser teknoloji sayesinde doğrusal yangın dedektörü DTS-FireLaser teknolojisi çok gelişmiştir. Müzelerde yapılacak bakım çalışmalarının ne denli zor olduğu da dikkate alınırsa, aynı zamanda termal denetimi de sağlayacak sistemlerin kurulması sadece yangın olarak değil elektrik kablo ve elektrik pano bakımlarının da çok daha sağlıklı yapılmasını sağlayacağından, büyük kolaylık sağlayacaktır.
Yangını erken aşamalarda tespit ettikten sonra müdahale olanaklarının da doğru seçilerek, müzede bulunan eserlere zarar vermeyecek şekilde, yangının söndürülmesi gerekmektedir. Müze özellikleri ve sergilenen tarihi eserler dikkate alınarak en uygun söndürme sistemi seçeneği tasarlanmalıdır. Bazı alanlarda Otomatik Sprinkler Sistemi uygun olabileceği gibi bazı müzelerde ise Su sisi ya da mimari yapı dikkate alınarak Temiz Gazlı Söndürme Sistemleri tasarımı yapılması uygun olacaktır.
Müzelerin en etkili korunmasını sağlanması için öncelikle, Yangını önleme olanaklarının değerlendirerek Risk Analizlerinin yapılması ve eksiklerin giderilerek yangın çıkmasının önlenmesi ilk prensip olmalıdır. Çalışanlara yangın eğitimleri verilmeli ve farkındalığın artması sağlanmalıdır. Bu eğitimler periyodik olarak tekrarlanmalı, tatbikatlar ile pekiştirilmelidir. Sonrasında Yangın Algılama Sistemi sağlıklı ve en uygun sistem türü seçilerek Otomatik Söndürme sistemlerine gerek kalmadan yangını erken aşamalarda tespit ederek, insanlı müdahale olanakları ile söndürmek en etkili çözüm yolu olacaktır. Böylelikle yangının ve söndürme çalışmalarının vereceği tahribatın önüne geçilmiş olacaktır.
Müzelerde çıkan yangınların nedenleri araştırıldığında binaların bakımları ya da restorasyonları sırasında özellikle çatı tadilatları esnasında çıktığı görülmektedir. Bu nedenle müzelerin içlerine yapılacak olan Yangın algılama ve Söndürme Sistemleri yangınları önlemek için yeterli olmayacaktır. Bakım çalışmaları uzman ekiplere yaptırılmalı ve sıcak işlemler yapıldığında gerekli tedbirlerin alınması sağlanmalıdır. Ayrıca müzelerde yangın yayılımının engellenmesi için de önlemler alınmalı, mimari yapıya uygun olarak zonlara ayrılması sağlanmalıdır. Bu zonların yangın zonları olarak tanımlanarak müzenin görülebilir bölümlerine asılmalı ve her bir yangın zonunun yangına karşı en az 120 dakika süre ile yalıtımı sağlanmalıdır.
“Müzelerde çıkan yangınların nedenleri araştırıldığında binaların bakımları ya da restorasyonları sırasında özellikle çatı tadilatları esnasında çıktığı görülmektedir. Bu nedenle müzelerin içlerine yapılacak olan Yangın algılama ve Söndürme Sistemleri yangınları önlemek için yeterli olmayacaktır.”
Bu yalıtımlar yangın kapıları, yangın perdeleri ve elektrik mekanik ve inşai tesisat boşuklarının yangına karşı özel üretilmiş yangın durdurucu sistemler ve malzemeler ile koruma altına alınması gereklidir. Kültürel miraslarımız olan müzelerin korunmasını sağlamak için gerekli tüm önlemlerin alınmasına yönelik çalışmaların hassasiyetle yapılması gerekliliği ortadadır. Asıl önemli olan konu ise yangın korumasına yönelik bütçesi ayrılmış hatta çalışması yapılmış müzelerdeki hatalı seçilmiş sistemler nedeni ile çalışmaların maalesef en etkin şekilde yapılmadığının görülmesidir.