
Havalimanı güvenlik yönetiminde teknoloji ve gelişmiş güvenliği kucaklamak
Havalimanları üst düzey korunmanın sağlanmasının gerektiği kritik alanlardır. Barındıkları alanlar için farklı güvenlik yöntemleri uygulanmaktadır.
Havalimanı güvenliği; yolcuların ve personelin can güvenliğini korumak, uçakların ve havalimanlarının güvenliğini sağlamak ve potansiyel tehditleri bertaraf etmek amacıyla uygulanan bir dizi prosedür ve teknolojik önlemleri içerir. Havalimanı güvenliğinin sağlanmasında en önemli unsur tehlikenin tespit edilmesidir. Tehlikeler sadece yolcu ve bagajlardan kaynaklı değil aynı zamanda personel, kargo, ikram, bakım ve temizlik malzemeleri, terminalde satılan çeşitli ürünlerden de kaynaklanabilmektedir. Bu nedenle kabul edilebilir bir güvenlik seviyesi için yolcu ve bagajların yanı sıra havalimanına giren tüm unsurlar güvenlik kontrolünden geçirilmelidir.
Her gün milyonlarca yolcu ve tonlarca kargo, dünyanın dört bir yanına havalimanları aracılığıyla taşındığı için bu güvenlik önlemleri hayati öneme sahiptir ve bu kapsamda dünya çapında, hükümetler ile havacılık yetkilileri için her zaman en önemli öncelik olmuştur. Söz konusu güvenlik önlemleri, terör saldırılarının engellenmesine, kaçakçılık faaliyetlerinin önüne geçilmesine ve diğer suçların önlenmesi yardımcı olur. Sürekli gelişen küresel tehditler ve teknolojideki ilerlemelerle birlikte, yolcuların güvenliğini ve esenliğini sağlamak süregelen bir zorluk olmaya devam ediyor. Yıllar geçtikçe, havalimanı güvenliği önemli gelişmeler kaydetti, ancak gelecek hem yolcuları hem de havalimanlarını korumak için daha da yenilikçi ve verimli önlemler vaat ediyor.
Havalimanı güvenliğinin mevcut durumu
Günümüz havalimanı güvenlik uygulamaları, fiziksel taramalar, X-ray tarayıcılar, metal dedektörler, bagaj kontrolleri ve kimlik belgelerinin kapsamlı bir şekilde incelenmesinin bir kombinasyonunu içerir.
- Bagaj Kontrolleri: Yolcuların taşıdığı bagajlar, X-ışını taraması ve elle arama gibi yöntemlerle incelenir. Bu sayede yasaklı maddelerin ve tehlikeli eşyaların uçağa sokulması önlenir.
- Yolcu Kontrolleri: Yolcular, pasaport ve bilet kontrolleri ile kimlik doğrulama işleminden geçerler. Ayrıca, güvenlik amacıyla vücut tarama cihazları ve metal dedektörleri kullanılır.
- Kargo Güvenliği: Yüksek risk taşıyan kargo ve paketler, özel kontrollerden geçer. X-ışını taraması ve patlayıcı tespit cihazları kullanılarak tehlikeli maddelerin taşınması önlenir.
- Güvenlik Personeli: Havalimanlarında görev yapan güvenlik personeli, eğitimli ve deneyimli uzmanlardan oluşur. Yolcuların ve personelinin güvenliğini sağlamak ve olası tehditleri önlemek için sürekli olarak eğitilirler.
- Teknolojik Güvenlik: Yüksek çözünürlüklü kameralar, hareket sensörleri ve diğer ileri teknolojiye sahip cihazlar, havalimanlarının her alanında güvenliği artırmak için kullanılır.
- İş birliği ve İstihbarat Paylaşımı: Uluslararası havalimanları, güvenlik açısından diğer ülkelerle iş birliği içindedir. İstihbarat paylaşımı, olası tehditlerin tespit edilmesine ve önlenmesine yardımcı olur.
Yukarıda bahse konu güvenlik uygulamaları, hava yolculuğunu inkâr edilemez bir şekilde daha güvenli hale getirerek potansiyel güvenlik ihlalleri ve terör eylemleri olasılığını azaltmıştır. Yine de süreç genellikle uzun kuyruklara, yolcu rahatsızlıklarına ve ek strese neden olarak zaman alıcı olabilir.
Ayrıca, güvenliğe yönelik geleneksel “herkese uyan tek beden” yaklaşımı, yeni tehditleri belirlemede veya hızla değişen koşullara uyum sağlamada o kadar etkili olmayabilir. Bu çerçevede, havalimanı güvenliğinin geleceği, yolcuların güvenliğini sağlamak için en son teknolojileri benimsemeye ve daha kişiselleştirilmiş ve uyarlanabilir bir yaklaşım benimsemeye odaklanacaktır.
Havalimanı Güvenlik Yönetiminin Geleceği ve Teknoloji
Terör eylemleri açısından kritik alanlar olması nedeniyle havalimanının güvenliğinin sağlanması konusu önem arz etmektedir.
Patlayıcılarla yapılan terörist eylemler nedeniyle gelişmiş tarayıcı sistemler ve buna ilişkin teknolojilerin üretilmesi ve kullanılması öncelikli hale gelmiştir. Tehlikenin büyüklüğü nedeniyle güvenliği sağlamada yararlanılan teknolojiye büyük yatırımlar yapılmaktadır. Bu yatırımlarda havalimanına giren yolcu, personel, bagaj ve kargo gibi her unsurun incelenebilmesini ve yasadışı eylemlerde kullanılacak her türlü silah, patlayıcı ve diğer tehlikeli aletlerin tespit edilebilmesini sağlayan cihazlar ön planda yer almaktadır.
Bu cihazlar;
- İnsanların üzerinde bulanabilecek silah ve benzeri aletlerin tespit edilebilmesini sağlayan kapı ve el dedektörü, vücut tarama sistemleri ile,
- Bagaj, posta, ikram, hediyelik eşyalar gibi unsurların içinde havalimanına sokulabilecek tehlikeli aletleri tespit etmeyi sağlayan X-ray, patlayıcı, iz ve koku tespit cihazlarıdır.
Havalimanlarında yolcu için, güvenlik taraması süreci genellikle en stresli noktalardan biri olarak görülür. Ayakkabıların, kemerlerin ve metal eşyaların çıkarılması, eşyaların tepsilere ayrılması, elektronik eşyaların ve sıvıların çantalardan çıkarılmasıyla birlikte kuyruklar oluşur ve yolcu sabırsızlığı da artar. Bu nedenle, rekabet avantajı yaratmak ve sürdürmek için kontrol noktalarında ileri teknolojilerin uygulanması, havalimanları için bir öncelik haline gelmiştir. Bu öncelik, tüm fiziksel temasla aramayı en aza indirerek güvenlikten geçişte sorunsuz bir yolcu akışı yaratıp uçaklarla seyahat edilmesine olan güveni yeniden inşa ederek ve operasyonel verimliliği artırarak, özellikle Covid-19 süreci ile dünyada hızla tercih edilmeye başlanmıştır. İşte burada Computer Tomography (CT) teknolojisi devreye giriyor. Tipik olarak tıp sektöründe kullanılan CT teknolojisi, 3 boyutlu, hacimsel röntgen görüntüleri üretiyor. Havaalanı güvenliği bağlamında CT tarayıcılar, güvenlik operatörlerinin bagajı her açıdan incelemesini sağlıyor. Silah gibi yasaklanmış maddeleri tespit edebilen otomatik patlayıcı algılama algoritmaları ve otomatik nesne tanıma yazılımları, operatörlerin hızlı ve doğru karar vermesine destek oluyor. Bu sadece operasyonel verimliliği artırmakla kalmıyor, aynı zamanda havalimanlarını daha güvenli hale getiriyor. CT tarayıcıların sıvıları ve elektronik cihazları bagajdan çıkarma ihtiyacını ortadan kaldırması, kuyruk sürelerini önemli ölçüde azaltması ve kontrol noktasında daha sorunsuz bir deneyim yaratmasıyla, bu teknolojinin dünya çapında giderek daha fazla benimsenmesi yolcular için güzel bir haber. Örneğin ABD’de Ulaştırma Güvenliği İdaresi (TSA) CT teknolojisini uygulamak için çalışıyor ve Miami Uluslararası Havaalanı’nda , TSA kontrol noktalarında CT tarayıcılar kullanılmaya başlandı ve böylelikle tarama işlemi sırasında fiziksel temas ile arama en aza indirildi. Bununla birlikte CT tarayıcılar, fiziksel temasla aramayı en aza indirerek havalimanlarında uygulanan gelişmiş sağlık ve güvenlik önlemlerini de destekler. Otomatik algılama özellikleri ve düşük yanlış alarm oranları ile yolcular ve operatörler arasındaki gereksiz etkileşim azaltılır ve daha hızlı tarama ile yolcular arasındaki fiziksel mesafe daha kolay uygulanabilir. Tarama sırasında sıvıların ve dizüstü bilgisayarların çantalarda kalması na izin verildiğinden, hem personel hem de yolcular tarafından taşınan tepsi sayısı önemli ölçüde azalır. CT tarayıcıları, havaalanlarının COVID-19’un karşılaştığı kritik sorunları ele almasına yardımcı olmaktadır. Peki ya geleceğin bilinmeyen tehditleri? Kontrol noktası geliştirmeleri, yolcu deneyimini optimize ederken, ortaya çıkan suç, terörist ve biyolojik tehditleri en etkin şekilde ele almak için güvenliği en üst düzeye çıkarmaya yönelik olmalıdır.
Gelecekte self servis, tam otomatik kontrol noktasına geçildiğinde, CT tarayıcıları bu konseptin gerçeğe dönüştürülmesinde çok önemli bir rol oynayacaktır.
Algoritmik otomatik nesne tanıma yazılımını daha da geliştirmek için CT teknolojisi gelişmiş algılama performansından yararlanmak gerekmektedir. Böylece, temassız ve oldukça verimli bir güvenlik süreci oluşturmak için X-ışını görüntülerinin yalnızca alarmla görüntülenmesi sağlanabilir. Havalimanı güvenliğinin geleceğinin önemli bir yönü de, biyometrik tanımlamanın genişletilmiş kullanımında yatmaktadır. Parmak izi taraması, yüz tanıma ve iris tanıma gibi biyometri, yolcuların kimliklerini doğrulamak için daha güvenli ve verimli bir yol sunar. Havalimanları, biyometrik verileri yolcuların seyahat belgeleriyle ilişkilendirerek check-in sürecini kolaylaştırabilir, bekleme sürelerini azaltabilir ve yolcuların kimliklerini doğru bir şekilde doğrulayarak güvenliği artırabilir. Risk Tabanlı Güvenlik ile havalimanı güvenliğinin geleceği de risk temelli bir yaklaşıma doğru kayacaktır. Bu, her yolcunun risk düzeyini seyahat geçmişi, davranışları ve geçmiş kontrolleri dahil olmak üzere çeşitli faktörlere dayalı olarak değerlendirmek için gelişmiş algoritmalar ve yapay zekâ (AI) kullanmak anlamına gelir. Düşük riskli olarak değerlendirilen yolcular, hızlandırılmış güvenlik süreçlerinden geçerken, daha yüksek riskli olarak işaretlenen yolcular ek taramaya tabi tutulacaktır. Bu özel yaklaşım, verimliliği artırır ve kaynakları en çok ihtiyaç duyulan yerlere odaklayarak, gezginlerin çoğu için rahatsızlıkları en aza indirir. Gelişmiş tarama teknolojileri, tarama teknolojilerindeki gelişmeler, havalimanı güvenliğinin dönüştürülmesinde çok önemli bir rol oynayacaktır.
Yeniliği ve kişiselleştirilmiş bir yaklaşımı benimseyen dünya çapındaki havalimanları, tüm yolcular için daha güvenli ve daha keyifli bir seyahat deneyimi sunarken gelişen tehditlere karşı bir adım önde olabilir.
Temassız havalimanına giden yolculukta havalimanı operasyonu ve güvenliği ile ilgili uygulamaya konulan ve konulacak olan tüm teknolojilerin ortak ve vazgeçilmez noktası, teknolojik gelişmelerin havalimanında faaliyet gösteren paydaşlar arasındaki koordinasyonla hayata geçirildiği ve sürdürüldüğü takdirde ideal sonuçların alınacak olmasıdır.