
Güvenlik sistemlerinde süreklilik
Her iş kolunda olduğu gibi güvenlik sistemlerinin kurgulanmasında da öncelik daima doğru kurgunun oluşturulmasına verilmektedir.
Güvenlik sistemleri denildiğinde, genel algı olarak ilk olarak aklımıza “elektronik güvenlik sistemleri” gelmektedir. Hâlbuki güvenlik uygulamalarının bütünü bir sistemi oluşturur ve elektronik sistemler bu bütünün sadece bir parçasıdır. Aslen; fiziki önlemler, prosedürler- prosesler, elektronik güvenlik önlemleri ve bunu işletecek güvenlik elemanları sisteminin bütününü oluşturmaktadır. Yazımızda bahsi geçen “sistem” kavramı bu bütünü ifade etmektedir.
Her iş kolunda olduğu gibi güvenlik sistemlerinin kurgulanmasında da öncelik daima doğru kurgunun oluşturulmasına verilmektedir. Ancak doğru kurgulanan sistemlerde süreklilik kavramının göz ardı edilmesi, zaman içerisinde sistemlerin işlevlerini yitirmesine ve özellikle maddi yatırımların bir çöp yığınına dönüşmesine neden olmaktadır. Güvenlik sistemlerini diğer iş kollarından ayıran ve sürekliliğin önemini daha da fazla ortaya çıkartan özelliği ise, güvenlik sistemlerine her zaman ihtiyaç duyulmaması ve kurgulanma esasına göre “ihtiyaç duyulduğu anda hazır olması” amacına hizmet etmesidir. Yani bir güvenlik sistemi suç veya olay oluştuğu anda, suça veya olaya müdahale edebilecek şekilde daima hazır olmadır. Özellikle üretim faaliyetlerinde işlev gören sistemlerden, güvenlik sistemini ayıran en önemli faktörde budur. Üretim faaliyetlerinde sürekliliği etkileyen herhangi bir durum yaşanması halinde, üretim miktarını hedeflenen miktardan daha aza düşüreceğinden, aksaklığın fark edilmesi ve düzeltilmesi çok daha hızlı olacaktır. Ancak güvenlik sistemlerinde oluşabilecek aksaklıklar, süreklilik esaslarına göre gerekli önlemlerin alınmaması durumunda, ancak suç veya olay anında fark edilebilecek ve işlevini gerçekleştirmediği görülecektir. Bu durumda güvenlik sistemlerinin korumakla yükümlü olduğu can, mal ve imaj zararı maksimum olacaktır. Doğru yapılandırmanın en önemli faktörlerinden biri olan süreklilik, güvenlik sistemlerinden istenilen ölçü ve verimde faydalanılmasında azami önem arz etmektedir. Sonuç olarak, “Süreklilik güvenlik sistemlerinin işletilmesinde asla göz ardı edilemez ve doğru sistemin esasını oluşturur”. Güvenlik sistemlerinde temel beklenti “doğru zamanda, istenilen sürede, doğru tepkiyi vermesidir”. Bunun için sistem sürekli hazır tutulmalıdır. Zaman içerisinde güvenlik risklerinin değişkenlik göstermesi muhtemeldir. Buna zaman zaman coğrafi ve fiziki faktörlerin etkisi, personel profilindeki değişiklikler gibi birçok faktör neden olabilecektir. Sisteme etki edecek risklerin periyodik aralıklar ile baştan belirlenmesi ve değişikliklerin tespit edilerek, güvenlik sisteminin olası olumsuz senaryolara vereceği tepkiler tekrar tekrar gözden geçirilmelidir. Doğru zaman, istenilen süre ve doğru tepki bu verilere dayanılarak sistemin güncellenmesi, sistem sürekliliğinin temelini oluşturur.
Süreklilik tüm iş kolları için hayati önemdedir ve sürekliliğin sağlanmasına yönelik birçok uygulama geliştirilmiş, dünyadaki kurumsal firmaların birçoğunda uygulamaya alınmıştır. KAIZEN, 5S , 6sigma, Leanen iyi süreklilik uygulamalarından sayılabilir. Ancak tüm kalite sistemlerinin temelini oluşturan PUKÖ döngüsü bu uygulamaların ve tüm belgelendirme sistemlerinin temelini oluşturmaktadır. PUKÖ döngüsünü kısaca açıklamak gerekirse; planla, uygula, kontrol et ve önlem al …..Bu yapı doğru kurgulanırsa süreklilik de kendiliğinden gelecektir. Aslına bakılırsa temel olarak “kalite odaklı bir yaklaşım ve anlayışla kurgulanan güvenlik sistemlerinde, süreklilik doğası gereği var olacak ve doğru zamanda, istenilen sürede, istenilen tepkiyi verme olasılığı artacaktır”. Kontrol edilmeyen ve değişken gereksinimlere göre geliştirilmeyen hiçbir sistemin güvenlik sistemlerine has olarak doğru tepkiyi vermesi mümkün olmayacaktır. Denetim yöntemlerini ele alacak olursak, birçok sistematiği bulunmaktadır. Periyodik veya periyodik olmayan denetimler, testler, dirll (sistem delme testleri) vb. birçok kontrol yöntemi uygulanabilmektedir. Ancak bu yöntemlerde esas olan doğru sıklıkta, gerçekçi ve ihtiyaca yönelik kontrollerin sağlanması, kontrollerde tespit edilen hususlara ilişkin aksiyon planlarının oluşturulması, planların uygulanması ile sistemin gelişimine katkı sağlanması olmalıdır.
Related Post
Submit a Review