“Elektrifikasyon, otomasyon ve diji talizasyon alanlarında öncü çalışmalara imza atıyoruz.”
“Siemens Türkiye olarak 1990’lı yıllarda ilk Ar-Ge birimimizi kurduk; 20 kişiyle başlayan faaliyetlerimiz; yaklaşık 650 kişilik uzman bir ekiple devam ediyor” diyen SIEMENS TÜRKİYE Bina Ürünleri Direktörü Mert ULAŞ ile Türkiye’de ve dünyada başarıyla imza attıkları projeleri ve ekibin önemini konuştuk.
Siemens’in Araştırma Geliştirme AR-GE biriminden söz eder misiniz?
Siemens olarak, 170 yılı aşkın süredir mühendislikte mükemmellik, inovasyon, kalite ve güvenilirlik yönleriyle öne çıkan uluslararası bir teknoloji şirketiyiz. Bu anlamda en önemli itici gücümüz Ar-Ge ekibimiz. Bu ekibin ürettiği inovatif çözümler sayesinde Siemens olarak, elektrifikasyon, otomasyon ve dijitalizasyon alanlarında öncü çalışmalara imza atıyoruz. Siemens Türkiye olarak 1990’lı yıllarda ilk Ar-Ge birimimizi kurduk; 20 kişiyle başlayan faaliyetlerimiz; yaklaşık 650 kişilik uzman bir ekiple devam ediyor. Ekibimizin yüzde 27’sini kadın mühendislerimiz oluşturuyor.Çalışma arkadaşlarımızla birlikte başta endüstriyel otomasyon, dijitalleşme, nesnelerin interneti (IoT) ve enerji dağıtım ekipmanlarına yönelik olmak üzere, farklı araştırma ve geliştirme projeleri yürütüyor; Türkiye’nin teknoloji ve inovasyon çalışmalarına katkı sunuyoruz.
Yangın güvenlik sektörünün son yıllardaki motivasyonunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Dünyada yangın güvenlik sektöründe özellikle son bir yılda yaşadığımız pandeminin de tetikleyici etkisiyle büyük bir dönüşüm ve değişim söz konusu. Sektörde, geleneksel yangın güvenlik çözümü yaklaşımından ziyade; dijitalleşmiş, kolay erişilebilir, kolay yönetilebilir ve insan kullanımı neticesinde oluşabilecek risk faktörlerini en düşük düzeye çekebilecek bütünleşik çözümlere doğru bir geçiş var. Bu bahsedilen çözümler ile akıllı, dijital ve güncel teknolojiler bir araya getirilerek hem kullanıcı, hem sistem entegratörü için daha güvenli operasyonlar, daha kaliteli bir hizmet, daha verimli iş süreçleri üretilebilmektedir. Pandeminin getirdiği etkiyle beraber özellikle inşaat sektöründe yaşanan daralma büyüme ivmesini küçültse de, olumlu olarak da teknolojik dinamizm ve çözüm yelpazesinin gelişmesi şeklinde etkileri de oldu. “Yeni Normal” ismiyle oluşan konsept ve yaşam tarzı, yangın güvenlik sektörünün hem farklı risk senaryolarına göre kendisini hazırlaması hem de sisteme yeni dahil olabilecek sağlık riski temelli elektronik ve akıllı cihazlarla/sistemlerle kolay ve sorunsuz şekilde entegre olmasını gerektiriyor.
Bunun dışında yangın güvenlik sektöründeki diğer bir motivasyon ve yönelim, yangın güvenlik konseptinin ön plana çıkarılarak, konseptin her bir parçasının eşit düzeyde önem taşımasından oluşuyor. İnsan yaşamını korumayı merkezine koyan can güvenliği konseptinin bileşenlerini genel manada, Algılama, Söndürme, Uyarı ve Tahliye, Tehlike Yönetimi, Dijital Uzaktan Erişimve Bakım Faaliyetleri olarak tanımlayabiliriz.. Bahsedilen her bir öğe can güvenliği konseptinin eşit önemde tamamlayıcısı ve destekleyicisidir. Bir yangın sisteminin sürdürülebilir, verimli ve operasyonel olabilmesi için üretilen ürünlerin yalnızca kendi çalışma hedeflerini sağlaması değil aynı zamanda yukarıda çizilen fonksiyonlar çerçevesinde diğer sistemlerle de uyumlu çalışabilecek şekilde tasarımlarının ve fonksiyonelliklerinin geliştirilmesi elzemdir. Siemens Bina Ürünleri İş Birimi, hem dünyada hem de ülkemizde yangın güvenliği sektöründeki bu değişime dijital ve entegre yangın güvenlik ürünleri ile önemli katkı sağlıyor.
Covid 19 gibi olağanüstü durumlar için nasıl bir aksiyon planladınız?
Yangın güvenliği pazarına bakıldığında tüm binaların yaklaşık yüzde 90’ında veya daha fazlasında bakım faaliyetlerini destekleyecek ve servis ortağı ile müşteriye, bir yangın panelinin fiziken başına gitmek zorunda kalmadan sahalarında neler olduğuna dair bir genel bakış sunacak bir tehlike yönetim istasyonu bulunmuyor. Özellikle son dönemde yaşanan salgın günlerinde insanlar yatırımlarını korumak için kurdurdukları yangın sisteminin işlerliğini, çalışırlığını ve operasyonunu takip edemezken, uzaktan erişim ihtiyacının önemi de ortaya çıkmış oldu.Ayrıca yangın güvenliği entegratör ve çözüm ortaklarının da pandemi karşısında mevcut ürünler ve sistemlerle çözemedikleri bazı problemler ortaya çıktı. Bunları; mevcut müşteri sahalarına genel bakış ihtiyacı, yüksek maliyet baskısı ve düşük servis verimliliği olarak sıralayabiliriz. Hem müşteri tarafında hem de çözüm ortaklarımız açısından yangın güvenlik sistemlerini dijital platforma taşıyarak, pandemi döneminde bahsettiğimiz kaygı ve sıkıntıları giderme yönünde yazılım ve ürün geliştirmelerimizi sürdürüyoruz. Yangın güvenliği çözümlerimizi bulut üzerinden verimli şekilde kullandıracak bulut tabanlı Cerberus Bulut uygulamaları çözümlerini müşterilerimizin kullanımına sunduk. Büyüyen dijital pazar ile beraber de sürekli güncellemelerle sistemimizi en güvenli, en verimli kullanılacak şekilde geliştiriyoruz.
“Geleceğin inşasının dijital teknoloji ile karakterize edildiği bir dönemden geçmekteyiz.”
Ayrıca yangın güvenliğinin ayrılmaz bir parçası olan ve portföyümüzün tamamlayıcı ürünü olan acil durum tahliye sistemleri çözümümüz Cerberus PACE müşterilerimizin kullanımına sunuldu. Böylece yangın durumunda binada bulunan insanların hızlıca tahliyesi için yangın algılama sistemi ile eşlenik çalışacak bir ürünün yanında, günlük kullanımda da COVID gibi risk durumlarında hem kayıtlı anonslarla hem de canlı mesajlarla insanların risk bölgesinden hızlıca uzaklaştırılmasını sağlayacak çözümü pazara sunmuş olduk.
Bunlara ek olarak, sistem bütünlüğünün sağlanması açısından yeni teknolojiler ile salgın riskini en aza indirmek için geliştiren sistemlerin, binada kurulu diğer tüm sistemlerle entegre olarak çalışmasını ve gerekli interaksiyonların alınmasını amaçlayan entegrasyon platformumuz Cerberus DMS (Tehlike Yönetimi) yazılımımızın entegrasyon kapasitesini artırdık. Böylece daha fazla, daha güncel, daha teknolojik sistemlerin müşteri gereksinimlerini karşılayacak şekilde geliştirilmesi için dijital yatırımlarımızı arttırdık.
Sektördeki yeni trendler neler ve gelecekte bizi neler bekliyor, öngörülerinizi aktarır mısınız?
Geleceğin inşasının dijital teknoloji ile karakterize edildiği bir dönemden geçmekteyiz. İster konutlarda, ister özel binalarda olsun, çoklu sensör yapısına sahip çok sayıda cihaz kontrol, konfor ve güvenlik görevlerinin sorumluluğunu üstlenmeye başladı ve bunun yakın zamanda her alanda yaygınlaşmasını bekliyoruz. Bu cihazlar birbirleriyle ağ üzerinden bağlanacak, sensör okumalarını ve kontrol sinyallerini birbirlerine aktaracaklar ve yalnızca bütünleşmiş bir bina yönetim sistemi tarafından yönetilebilen bir veri yığını oluşturacaklar.
Büyük hacimli verileri bir araya getirmek ve değerlendirmek, risk analizlerinde de iyileştirme potansiyeli sunar. Bir binadaki potansiyel zayıflıkların araştırılması ve değerlendirilmesi böylece eskisinden daha kesin bir şekilde gerçekleştirilebilir. İtfaiye hizmetleri tarafında da günümüzde gelecekteki olaylar hakkında çok kesin tahminler elde etmek için büyük veri analizlerinin kullanılıp kullanılamayacağı sorusu değerlendiriliyor. Bu tür olasılık hesaplamaları, acil yardım sağlamak için harcanan zamanı kısaltmak ve böylece yangın veya kaza kurbanlarının sayısını azaltmak amacıyla pozisyon belirlemeyi, talebi ve saha planlamasını optimize etmek için kullanılabilir. Bu veriye dayalı tahmin yöntemleri, tahmine dayalı analitik olarak tanımlanır.
Bunun yanında, binalar için planlama süreçlerinde günümüzde dijital araçlar hali hazırda kullanılmakta ve bunun yakın gelecekte daha da artacağını öngörüyoruz. Planlama aşamasında oluşturulan bina modelleri, kurulu sensörlerden ve cihazlardan gelen gerçek zamanlı verilerle birleştirilirse, kullanıcılara yatırımlarının eksiksiz ve sürekli güncel bir dijital modeli sağlanabilir. Bu çok da uzak olmayan gelecek vizyonunun dışında, yangından korunumun dijital bir dönüşüm yaşayacağı alanları belirlemek de mümkün.
Sensörler, geleceğin binalarında her yerde bulunacak. Sistemlerin durumu (örneğin yangın ve duman damperlerinin, pencerelerin ve kapıların konumu) ve konfor verilerinin (sıcaklık, nem, aydınlık seviyesi) yanı sıra insanların konumlarını ve hareketlerini de kaydedebilecekler. Video teknolojisinin artan uygulama alanlarıyla birlikte sensörlerin kullanımının yaygınlaşması, aktif ve organizasyonel yangın önlemeyi optimize etmek için çok sayıda fırsat sunacak. Bununla birlikte, bu alanda karşılaşılan zorluklar arasında, esnetilemeyen standartlar ve tekdüze arayüzler ile verinin korunması ve güvenliği bulunuyor.
Dijital teknolojinin artan uygulamaları, yangından korunma bileşenlerinin montajcıları için de somut faydalar vaat ediyor. Karmaşık bileşenleri veya sistemleri kurarken, gelecekte bir akıllı telefon ekranında veya veri gözlüklerinde, görsel destek sağlayacak üreticiler tarafından sunulan özel uygulamalardan yararlanabilecekler. Bu tür artırılmış gerçeklik (AR) uygulamaları, canlı bir kamera görüntüsünü, ek bilgi ve notlarla birleştirir ve sunulacak hizmetin kullanım kılavuzu kullanır gibi mükemmel olmasını sağlayacak. AR ve özellikle sanal gerçeklik (VR), personelin eğitiminde giderek daha önemli bir rol oynayacak.
Bir binanın operatörü bakım süreçlerine ve aralıklarına uymak zorundadır. Örneğin bir gazlı söndürme sistemi için söndürme tüplerinin ne zaman bakıma ihtiyacı vardır? Üretici tarafından belirlenen bakım aralıkları ilgili standartlarda belirtildiği gibi veya gerektiği gibi mi? Gelecekte bu ve benzeri sorulara farklı yanıtlar belirleyebileceğiz, çünkü bir yangından korunum sisteminin her bir unsuru sensörlerle donatılabilecek yetkinliğe erişecek. Sistemler kendilerini izleyecek ve önceden tanımlanan ayar değerlerinden ilgili her sapmayı üst sistemlere rapor edecek. Operatörler ve bakım hizmetleri sağlayıcıları, değişiklikler ortaya çıktığında, genellikle sistemde herhangi bir hasar oluşmadan veya bir sistem arızası olsa bile, derhal bilgilendirilebilecek. Üreticiler, ürünlerindeki zayıflıkları belirlemek için toplanan verileri kullanabilir ve bu bulguların ürün geliştirme çalışmalarını sağlayabilir.
2021 yılı hedefleriniz nelerdir?
2021 yılında Ar-Ge ve inovasyon odağında, farklı sektörlerdeki paydaşlarımıza ürün ve çözüm üretmeyi sürdüreceğiz. Müşterilerimizi geleceğe hazırlamaya, yarının dünyasına şimdiden adapteolmaya hazırlıyoruz. Ar-Ge’den tasarıma, üretimden satışa dek uzanan geniş bir skalada tüm çalışmalarımızın temelini müşterilerimizin olası ve mevcut ihtiyaçlarını tespit edip, bu ihtiyaçlara en hızlı ve en efektif şekilde yanıt vermek oluşturuyor. Bu, şirketimizin “müşteri odaklılık” yaklaşımının doğal bir sonucu olarak gerçekleşiyor.