CCTV ve çevre güvenliği
Tesislerimizin çevre güvenliği konusunda önemli seçeneklerimizden biri olan CCTV ile izleme kalitesinin gelişimi son 20 yılda çok hızlı bir şekilde artarak devam ediyor. Kabul edilmelidir ki birçok faydasının yanı sıra özellikle CCTV ile izleme sayesinde etkinlik arttı, kayıt ve saklama özelliği ile cezalandırmada çok önemli bir faktör, delil oluşturulması ve saklanması kolaylaştı, önemli sayıda güvenlik personeli tasarrufu da sağlanmış oldu. Tüm bu teknolojik ve operatif gelişmeler paralelinde artık tesis güvenliğini tamamen CCTV kameraları ile bütünleşik sistemlere devredebilir miyiz? Bu yazımızda sadece CCTV kameraları ile izleme yerine olası sistemler ile birlikte etkili kullanımdan bahsetmek istiyorum.
CCTV kameralarının operatif yönden gelişmelerinde önemli başlıklardan birisi izleme mesafeleridir. CCTV kameraları ile izlemede 30 – 40 metreler yerine artık çok daha uzun mesafeler ile ifade edilmeye başlandı. Bu bir avantaj mıdır? Şüphesiz avantajdır. Belli bir mesafe aralığında kullanacağımız CCTV kamera sayısı; arazi yapısı, tesisin faaliyet özellikleri ve yerleşim yerleri gibi bir çok olumsuz faktörlere rağmen önceki kullanımlara oranla oldukça azaltılmaktadır. Bir diğer önemli gelişme de kameraların görüş açısı ve yaklaştırma yeteneği ile daha net görüntü alabilme seçeneğidir ve önemli operatif ihtiyaçların başında gelmektedir. Yapısal nedenlerle oluşan kör sahaları, trafik şeritlerini, giriş noktalarını, bitişik kapıları, park yerlerini ve araçları, birbirine yakın çalışan makine/personeli gibi bir çok yerde 2-3 kamera ile izlemek yerine geniş açı ile gören yaklaştırma özelliği olan tek bir kamera ile izlemek çok daha efektif ve ekonomik olacaktır.
Kameralara kazandırılan bazı özellikler sayesinde ; hareketi algılama, ısı artışını algılama, hatta son günlerde popüler uygulama vücut ısısını ölçme, sesli uyarı, bazı analizler (giriş/çıkış sayıları, kadın/erkek/çocuk/yaşlı oranları, alışveriş tespitleri gibi çeşitli analizler ile güvenlik uygulamalarının çoğu ihtiyacını fazlasıyla karşılar duruma gelmiştir. Tüm bu analizler için ne kadar iyi eğitilmiş olurlar ise olsun güvenlik görevlilerinin performanslarının yetersizliği söz konusu olabilmektedir. Burada artık yapay zeka ile CCTV kameralarının izlenmesi, yorumların ve hatta kararlar alınmasının yapay zeka ile işletilen sistemler ile müşterek çalışmayla daha sağlıklı olacağı değerlendirilmektedir.
Yeni nesil kameraların fonksiyon ve performanslarının artması maliyet faktörünü de beraberinde getirmesine rağmen kullanıcılara sağladığı yukarıda saydığımız kullanım kolaylıkları, avantajlar nedeniyle işletmelerin büyük çoğunluğunun tercih ettikleri doğru bir seçenektir.
Tüm yukarıda değindiğimiz başlıca özellikler nedeniyle tercih edilen CCTV sistemleri birçok tesis başta hastaneler, eğitim kurumları, ulaştırma bağlantı noktaları, hava limanları ve liman tesisleri olmak üzere çok sayıda işletme tarafından kullanılmaktadır. Ancak bu durum tesislerin aynı anda 200 – 300’ün üzerinde CCTV kameranın izlenmesini zorunlu kılmıştır. Bu kadar çok sayıda kameranın az sayıda (genellikle 2-3 çok ender durumlarda bu sayı aynı anda 5 personele çıkan nadir tesisler mevcuttur. ) Güvenlik personeli ile izlenmesi uygulamada etkinliğin zafiyete uğramasına neden olmaktadır. Beklenti doğal olarak personel sayısının arttırılması yerine bu konunun teknik olarak çözümlenmesi yönündedir.
AB Güvenlik sektörünün yeni güvenlik uygulama beklentileri içerisinde artık tesis sınırları içerisinde güvenlik uygulamalarının yanı sıra tesis sınırları ötesinin de ilgi alanları içerisine alınması gelmektedir. Özellikle liman tesislerinin deniz yaklaşma alanlarında ciddi kontrol eksikliği vardır. Uzak olmayan, yakın tarihlerde kamera sayısının artmasından kaynaklanan izleme problemini çözmek, özellikle analiz süreçlerindeki karmaşık istekleri daha doğru çözümlemek ve bilhassa sınır ötesi olayların tespit, analiz ve önleme uyarı ve tedbirleri konularının hassas ve süratli bir şekilde yerine getirilmesini sağlamak üzere şimdilik kısmen kullanılan yapay zeka çözümlerinin çok daha yoğun şekilde kullanımının kaçınılmaz olduğunu görüyoruz.
Yazımıza halen Çin’ de ŞHANGAY Üniversitesi’nde akademisyen olarak görev yapan Sn. Nurettin AKÇAY’ın tespitleri ile son verelim.
“ Şöyle bir şey hayal edin, sokağa çıktığınız andan itibaren milyonlarca kamera her anınızı gözetliyor. Yaptığınız her şey algoritmalarla çözümleniyor ve sizlere puan veriliyor. Üstelik sistemin tüm dünyada uygulanmaya başlanması kesin gibi. Bu sistemin en önemli yardımcısı ise tüm ülkeyi sarmalayan yapay zeka destekli 200 milyondan fazla kamera. Yapay zekası olan kameralar Çin’de yüz tanıma sistemine sahip kameralar ile her yerde. Yapay zekanın da yer aldığı sistem korkutucu. Bilim kurgu gibi gelse de her şey gerçek. Sistem aynı anda yüzlerce kişiyi analiz ediyor. En önemli kısım sistemin psikolojik analizler yapabilmesi. Kamera görüş alanında bulunan bütün insanları tanımlıyor. Sakin mi sinirli mi olduğunu, yüzündeki mutluluk oranını, üstünde nasıl bir elbise olduğunu, saç rengini, cinsiyetini, adını soyadını ( önceki kayıtların analizinden olacak Y.N. ) ırkını bile anında tespit edebiliyor. Sistem herkesi izliyor, tanıştıkları diğer kişileri belirliyor ve iki hafta boyunca takipte kalabiliyor. Üstelik sistem sadece yüzünü gördüğü kişileri değil, arkası dönük ve çok uzakta bulunan kişileri de tanımlayabiliyor. Bunu da şahsın hareketlerinden anlıyor. Herkesin yürüme şekli, kol ve bacak koordinasyonunun farklı olduğu bilgisi üzerinden hareket eden sistem “