“Çırağan Palace Kempinski İstanbul olarak otelimizi hiç kapatmadık.”
“Biz gerek İçişleri Bakanlığı’nın gerekse Turizm Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu yönergeler kapsamında alınması gereken tüm tedbirleri “temizlik, maske ve mesafe” kuralı başta olmak üzere aldık. Bu tedbirler sayesinde 2020 Temmuz ayından itibaren doluluğumuzun artmasına rağmen gerek misafir, gerekse çalışanlar açısından bizi ciddi boyutta üzecek hiçbir Covid 19 vakasıyla karşılaşmadık.” diyen Çırağan Palace Kempinski İstanbul İnsan Kaynakları ve Risk Yönetimi Direktörü Haluk ERTAN’a Covid19 sonrası otel güvenliğinin nasıl şekillendiğini ve otel güvenliğine dair merak edilenleri sorduk.
Merhaba, bize kendinizden bahseder misiniz?
Ben 17 Nisan 1953 Ankara doğumluyum. İlk, orta ve lise eğitimimi TED Ankara Kolejinde tamamladıktan sonra Kara Harp Okuluna girdim. 1974 yılında Piyade Subayı olarak mezuniyetimi takiben 1994 yılında Kıdemli Binbaşı olarak emekli oldum. 1998 yılından beri Otelcilik sektörünün içindeyim 1998-2002 yılları arasında Kazakistan’da OKAN INTERCONTINENTAL Oteli’nde hem İK hem de Güvenlik Müdürü olarak görev yaptım. 2002 yılı Kasım ayından beri Çırağan Sarayı Kempinski İstanbul Otelinde görev yapmaktayım. Güvenlik Müdürü olarak başladığım pozisyonum 2005 yılında Otopark operasyonunun da bağlanması sonunda Risk Yönetim Direktörü olarak değiştirilmiş ve 2007 yılında İnsan Kaynakları departmanı da bana bağlanarak pozisyonum İnsan Kaynakları ve Risk yönetim Direktörü olarak değiştirilmiş ve halen böyle devam etmektedir. Sonuç olarak insan kaynakları, güvenlik, otopark, taksi durağı, heliport ve tekne operasyonlarından sorumlu olarak çalışmaktayım.
- İstanbul’un en güvenli ve gözde otellerinden olan Çırağan Palace Kempinski İstanbul’un güvenlik çözümleri nelerdir?
Özellikle 5188 sayılı yasanın yürürlüğe girmesi ile ülkemizde zaten çok önem arz eden otel güvenliği daha da önemli boyutlara ulaşmıştır. Teknolojiye bağlı güvenlik sistemlerinin yaygınlaşması otellerde alınan güvenlik tedbirlerini zaruri hale getirirken bir o kadar da maliyetli boyutlara sokmuştur. Bütün yatırımcılar bu güvenlik önlemlerini bir zaruret olarak görürken bu önlemlerin gerek yatırım gerekse işletim maliyetleri ciddi yekûn tutmaktadır. Bu tedbirler fiziki çevre güvenliği, araç ve kişi giriş kontrol sistemleri, patlayıcı detektörleri, CCTV sistemleri, yangınla mücadele sistemleri, telsiz, telefon, uydu telefonu vb. gibi çok ciddi yatırım gerektiren sistemlerden oluşmaktadır. Konu sadece yatırım maliyeti ile kalmayıp bu sistemlerin işletme ve bakımı da çok ciddi bir maliyet tutmaktadır. Bütün bu saydığımız maddi tedbirlerin ötesinde güvenlik dediğimiz zaman vazgeçemeyeceğimiz en önemli ve saygı duyduğumuz unsur 5188 sayılı yasaya göre çalışan güvenlik görevlileridir. Bu arkadaşlarımızın gerek fiziki gerek ruhsal sağlıklarının yanı sıra çok iyi eğitilmiş olmaları gerekir. Mutlaka diğer sektörlerde de güvenlik hizmetinin verilmesinde güvenlik görevlilerinde bulunması gereken birçok özellik vardır ancak otel güvenliği 7/24 çalışan, kapıları herkese açık bir kurumda, odada konaklayan misafirler için kapalı kapılar ardında neler olduğunu göremediğimiz, gelen her misafire hem en iyi şekilde güler yüz göstererek karşılama yaptığınız hem de güvenlik kurallarını eksiksiz uygulamaya çalıştığınız bir konumdadır. Güvenlik görevlisi bu dengeyi sadece ve sadece başta kendi kişiliği olmak üzere almış olduğu iyi ve sürekli eğitimlerle sağlayabilir. Güvenlik sektörünün personel kaynakları maalesef arzu ettiğimiz standartlarda değildir. Biz hem kadrolu hem de taşeron firma kullanarak karma bir ekiple hizmeti götürmeye çalışıyoruz ancak elimizdeki rakamlar özellikle taşeron firmadan temin ettiğimiz güvenlik görevlilerinde hem kalite hem kantite olarak ciddi bir sorunla karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir. Ayrıca taşeron firmada güvenlik görevlisi değişim oranı çok yüksek olup, işin devamlılığını ve sonuçta verimi düşürmektedir. Kadrolu çalışanlarımız arasında otelin açılışından beri (ki yaklaşık 30 yıldan bahsediyoruz.) çalışan arkadaşlarımız vardır. Bu görevi yaparken, geçmişteki olayları bilmek, misafirleri tanımak, tecrübelerden istifade etmek son derece önem arz etmektedir. Otelimize gelen misafirlerin, ziyaretçilerin, satıcıların ve çalışanların ilk girişlerinde ve çıkışlarında gördükleri ve muhattap oldukları kişi güvenlik görevlisidir. Misafirler dâhil bu kişilerin X-RAY cihazlarından geçirilmesi, kişilerin duyarlı kapılardan geçirilmesi, üstünde ruhsatlı silah varsa bunun kayda alınması, yönlendirilmesi ve varsa diğer sorunlarıyla ilgilenilmesi hep güvenlik görevlilerinin günlük faaliyetleri arasında önemli bir yer tutmaktadır. Ayrıca bizim uluslararası misafir oranımız çok yüksek olduğu için, başta İngilizce olmak üzere lisan bilgisi güvenlik görevlilerinde son derece önemli özelliklerden birisidir.
Covid 19’dan en çok etkilenen sektörlerin başında turizm geliyor, süreci yorumlar mısınız?
2020 yılı, 2019 yılı içinde yaptığımız bütçe çalışmalarında en harika yıllardan biri olarak öngörülüyordu. Gerek otel doluluk oranları gerekse büyük davetler açısından 2020 yılı çok büyük hedefler koyduğumuz yıllardan birisiydi. Ancak 2020 Mart ortalarında çıkan pandemi maalesef bütün beklentileri alt üst etmiştir. Biz Çırağan Sarayı Kempinski İstanbul olarak otelimizi hiç kapatmadık. Uzun bir dönem %1 civarında bir dolulukla (ki bu özellikle Nisan ve Mayıs aylarındadır.) süreci götürdükten sonra Haziran ayından itibaren hafif bir kıpırdanma başladı. Bu arada biz gerek İçişleri Bakanlığı’nın gerekse Turizm Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu yönergeler kapsamında alınması gereken tüm tedbirleri “temizlik, maske ve mesafe” kuralı başta olmak üzere aldık. Bu tedbirler sayesinde 2020 Temmuz ayından itibaren doluluğumuzun artmasına rağmen gerek misafir, gerekse çalışanlar açısından bizi ciddi boyutta üzecek hiçbir Covid 19 vakasıyla karşılaşmadık. Tedbirlerin sıkı ve doğru uygulanmasına halen devam edilmektedir. Ayda 2 sefer personelimize PCR testi uygulaması yapmaktayız.
Covid 19 sonrası misafirleriniz için ne gibi önlemler aldınız?
Kempinski olarak Çin’de çok sayıda otelimiz olduğu için aslında 2019 Aralık ayından bu yana süreci takip ediyorduk. Türkiye’de vakaların görülmeye başladığı süreç itibariyle, bahsettiğim gibi biz Çırağan Palace Kempinski İstanbul olarak bu süreçte otelimizi faaliyette tutmaya devam ettik ve tüm Dünya’daki Kempinski Otelleri’nde uygulamaya sunulan “Kempinski White Glove Service” hizmetimizi devreye aldık. Bu hizmetler serisinde uygulanan tedbirlerle çalışanlarımız ve misafirlerimizi her alanda koruyacak önlemleri açıkladık. Bunlar otele giriş alanından mutfaklara, otel odalarından restoranlara, organizasyonlara, toplantılara ve genel alanlara kadar birçok önlemi içeriyor. Otele varış anından itibaren sosyal mesafe kuralları dâhilinde konum işaretlemeleri, termal kameralar ile ateş ölçümleri gibi tedbirlerle başladı. Misafirlerle ilgili olarak yönetmeliklerin öngördüğü tedbirler fazlasıyla alınmış olup, uygulanması devam etmektedir. Turizm Bakanlığı tarafından alınması gerekli kılınan “Güvenli Turizm Sertifikası” tüm kriterleri yerine getirilerek başarıyla alınmıştır. Buna ilave olarak Çırağan Sarayı Kempinski İstanbul olarak uluslararası bir kuruluş olan “Safe Hotels” tarafından verilen Covid 19 ile bağlantılı verilen “Covid Clean” sertifikasını da aldık. Güvenli Turizm Sertifikasını almak için gerekli olan ve bakanlık tarafından belirlenen tüm kriterler akredite firma tarafından sürekli denetlenmekte ve güncelliği kontrol edilmektedir. Bu kapsamda Covid 19 hastalarının konaklayacağı odalar belirlenmiş, bu odalara kimlerin nasıl hizmet vereceği de net bir şekilde belirlenmiştir. Tüm misafir odaları ve genel alanlar özel dezenfektanlar ile temizlenmekte ve ozon makineleri kullanılarak dezenfekte edilmektedir. Otelde Covid’li bir misafir olması durumunda misafir, mevcut odasından alınarak Covid’li hasta için tahsis edilmiş odaya aktarılır, eski odası ise 4 gün süresince hiç kimse girmeyecek şekilde muhafaza edilir. Daha sonra özel dezenfektanlarla temizlenmesini takiben kullanılır hale getirilir. Misafirlerin de temizlik, maske, mesafe kuralına tüm genel mekânlarda uyması için her türlü tedbir alınmaktadır.
Kapı girişlerinde infrared ateş ölçerler bulunduğu gibi otomatik HES kontrol cihazlarımız da mevcuttur. Ekonomik açıdan turizm sektörünü çok olumsuz etkileyen Covid 19 salgınının bir an önce bitmesi ve normal operasyona dönmek hepimizin en büyük temennisidir. Sorun global olduğu için salgının sadece ülkemizde kontrol altına alınması ve hatta kısmetse yok olması tek başına bir çare değildir. Bu iyileşmenin tüm dünyada eş zamanlı ve kalıcı olarak gerçekleşmesi gerekir.
2021 senesinden beklentilerinizi paylaşır mısınız?
Ben şahsen 2021 yılının özellikle Mayıs’tan itibaren 2020 yılına nazaran biraz daha iyi olacağını umut ediyorum. Ancak 2021 yılı da bana göre hiçbir zaman daha önce yaşadığımız normal yıllar gibi olmayacaktır. Gerek doluluk oranları açısından ve gerekse banket etkinlikleri açısından 2021 yılında da sınırlı kalınacağını tahmin ediyorum. Malumunuz olduğu üzere şuanda sokağa çıkma yasağı, etkinliklerde sınırlı kişi sayısı, yiyecek içecek ikram edilememesi, restoranların sadece otelde konaklayanlar tarafından kullanılabilmesi gibi salgının önlenmesi açısından çok etkin tedbirler uygulanmakta ancak her yasaklayıcı tedbirde olduğu gibi bu tedbirler de turizm sektörünü ciddi ölçüde zorlamaktadır. 2021 yılının beklenti düzeyini yüksek tutmak bizi yanıltabilir diye düşünüyorum. Bu nedenle turizm içindeki bir kurum yıl sonunu makul şartlarla kapatabilirse kendisini başarılı saymalıdır. Hepinize sevgi ve sağlık dolu günler dilerim.