Güvenlik amaçlı X-RAY tespit cihazlarında mantıksal analiz yaklaşımı
1960‘lı yılların ikinci yarısından sonra ortaya çıkan ve sıklıkla yaşandığı görülen uçak kaçırma olayları, hava limanlarında sağlıklı ve hızlı güvenlik uygulamalarının arayışını ortaya çıkmıştır. Bu noktada ICAO (Internatinal Civil Aviation Organization) tarafından önerilen endüstriyel x-ray cihazlarının hava limanlarında kullanımına başlanmış ve hızla yaygınlaşmıştır. Özellikle 11 Eylül 2001’de Amerika Birleşik Devletleri dünya ticaret merkezinde yaşanan terör saldırılarından sonra kullanımı daha da yaygınlaşmıştır. Cihazların ülkemizde yaygın olarak kullanılmaya başlaması bu tarihlere rastlamaktadır. Ağırlıklı olarak önceleri hava limanlarında kullanılmaya başlanan x-ray detektörleri, büyük iş merkezleri, alışveriş merkezlerinin çoğalması ve buna bağlı yaya sirkülasyonunun artması ile birçok tesis tarafından güvenlik sistemleri içerisine dahil edilmiş, vazgeçilmez bir parça halini almıştır.
X-ray detektörlerinin güvenlik uygulamalarındaki temel tercih edilme nedeni hızlı ve güvenilir sonuçlar vermesidir. Önceleri kullanılan cihazların teknolojik olarak güvenlik uygulamalarına yeterince hizmet etmemesi hata payını artırmış olsa da ihtiyaca göre gerçekleştirilen teknolojik destek sayesinde günümüzde kullanılan cihazlarda hata payı en aza indirgenmiştir. Ancak tüm güvenlik ekipmanlarında olduğu gibi, x-ray cihazları da sihirli kutular değildir. Sadece güvenlik uygulamalarına destek sağlayan teknolojik ekipmanlardır.
Bu yaklaşım temel alınarak;
İyi bir güvenlik sistemi, yeterli bilgi ve birikime sahip güvenlik personeli ile inşa edilen bir yapılanma ile mümkün olacaktır.
X-ray cihazlarının da faydası operatörünün bilgi, birikim ve analiz yeteneği ile doğru orantılıdır.
Güvenlik uygulamalarında kullanılan x-ray cihazları ihtiyaçların belirginleşmesi ve teknolojik gelişmelere doğru orantılı olarak gelişim göstermiştir. İlk zamanlar tıpta da kullanılan x-ray cihazlarının aynıları kullanılmaya başlanmıştır. Bu cihazlar röntgen ışınlarının oluşturduğu gölgeleri görüntülemekte ve sadece siyah-beyaz bir görüntü vermekteydi. Daha sonra yoğunluk oranlarını renklendirebilen cihazlar geliştirilmiş ve kullanıma alınmıştır. Bu sayede güvenlik anlamında risk teşkil eden yoğun maddelerin diğer yoğun olmayan maddelerle ayrımı sağlanabilmiştir. Söz konusu gelişim sistemin kullanılması ve görüntü analizlerinde hız unsurunu bir nebze artırsa da istenilen hız ve sağlıklı analiz sonuçlarını yaratmamıştır. Belirli bir aşamaya gelen teknolojik destek bu aşamadan sonra daha da hızlanmış ve ihtiyaçları karşılamaya başlamıştır. Gelişmeler ışığında x ışınlarının hücrelerin yapılarını algılama ve görüntüleyebilme özelliğinden faydalanarak, organik-inorganik ayrımı yapabilen cihazlar güvenlik sistemlerinde kullanılmaya başlanmıştır. Cihazların gelişimi sürekli ve hızlı bir şekilde devam etmiş, 3d görüntüleyiciler, işaretleme ve uyarı sistemli görüntüleyiciler, içerisinde eğitim modülü barındıran cihazlar vb. birçok özellik sürekli geliştirilerek kullanıma alınmıştır. Özellikle cihazların PC ile desteklenmesi, mevcut yazılımların güncellenmesi sayesinde hızlı bir şekilde geliştirilen özelliklere sahip olmayı kolaylaştırmıştır. Çeşitli gelişimler gösteren cihazlar ihtiyaca göre güvenlikte belirli kontrol amaçlarına hizmet etmektedir. Ağırlıklı olarak bagaj, posta, kargo, araç, şahıs kontrolleri için ve bomba imha uzmanları tarafından kullanılmaktadır. Cihazlar ağırlıklı olarak sabit kullanılsa da seyyar ve portatif modelleri de bulunmaktadır. Seyyar modeller geçici ihtiyaçların karşılanması (ör: konserler, maç organizasyonları, gösteriler, davetler, tören vb.) amacı ile kullanılır. Özellikle askeri operasyonlarda da kullanıldığı görülmektedir.
Portatif x-ray cihazları ise bomba imha ekipleri tarafından kullanılmaktadır. Şüpheli görülen bir paket, çanta vb. objelerin öncelikle gerçekten risk teşkil edebilecek bir yapıya sahip olup olmadığı kontrolünü sağlar, eğer bomba unsurlarını içerisinde barındırıyorsa imha için düzenek detaylarının görüntülenmesini sağlar. Bagaj, posta ve kargo kontrolleri için kullanılan cihazların özellikleri birbiri ile hemen hemen aynı olmakla beraber, kullanım amacına göre büyüklük farklılıkları görülmektedir. Büyüklüğün belirlenmesi tünel genişliği ile doğru orantılı ilerler. Cihazın tünelinden geçirilecek objenin büyüklüğü tünel genişliği ihtiyacını belirleyecektir. Hangi büyüklükte cihazın kullanılacağı belirlenirken bilinmesi gereken önemli etken; cihazların tümünün aynı işlevi gerçekleştirebileceğidir. Yani ana giriş noktasında bagaj kontrolü kullanılan cihaz, kuruluş gelen posta ve kargoyu da kontrol edebilecektir. Ancak posta kontrolü için kullanılan tünel genişliği kısıtlı bir cihazda bagaj kontrolü istenilen düzeyde yapılamayacaktır. X-ray detektörleri sanıldığı üzere “ kapalı bir objenin iç düzeneğini fotoğraf netliğinde “ karşımıza çıkartmazlar. Elde edilen görüntü sanılanın aksine tespitte uzmanlık isteyen bir veridir. Yani röntgen filminde kırık veya çatlak bir kemiği bu konu hakkında eğitim almamış bir kişinin tespit etmesi imkansıza yakınsa, x-ray detektöründe elde edilen bir görüntünün de risk teşkil edip etmediğinin konu hakkında eğitim almamış bir kişi tarafından tespit edilmesi neredeyse imkansızdır. Bu nedenle x-ray cihazı kullanılan güvenlik sistemlerinin kilit noktasını operatörler oluşturmaktadır.
Görüntü analizlerinin istenilen hız ve hassasiyette yapılabilmesi için görsel algı yeteneğinin üst seviyede olması gereklidir. Bu yetenek zamanla doğru orantılı aktiflik gösterecek, operatör uzun süre cihaz başında görev yaparsa, analiz kabiliyeti de o kadar artacaktır. Bu durum konsantrasyon seviyesi dahilinde kişiden kişiye fark göstermekte olup, sağlıklı analiz normal sirkülasyonda ortalama 30 (otuz) dakika süre ile gerçekleştirilebilmektedir. Sağlıklı analizlerin sürekliliğini sağlamak operatörlerin yeterli zaman ve sayıda değişimlerini gerektirecektir.
Şüphecilik güvenlik mesleğinin yapı taşını oluşturmaktadır. X-ray operatörlüğü de bu temel üzerine kurulmuştur. Örneğin sadece silahın tetik tertibatı tespit edilmiş ise, gerçekleştirilmek istenen eylemin aşamalarından sadece birinin tespit edildiği düşüncesi operatörde hâkim olmalı ve bu doğrultuda çalışmalarına yön vermelidir.
Şüphenin artması veya azalması yöneltilecek sorular ile belirginleşecektir. Soruların basın mensuplarının da eğitiminde temel kural olarak kullanılan 5n1k yöntemi ile seçilmesi fayda sağlar. Ne ? Nerede ? Ne zaman ? Nasıl ? Ne için ? Kim ?
Bu yöntem olağan ve olağan olmayan arasındaki farkın fark edilmesini sağlayacak, dolayısı ile risklerin belirginleşmesine olanak verecektir. X-ray operatörlerine düşen en önemli görev her güvenlik görevlisi için de geçerli olan bakmak-görmek arasındaki ilişkiyi bilmek ve doğru şekilde kullanmaktır.
X-ray detektörlerinin oluşturduğu görüntülerin risk teşkil edip etmediğini tespit etmek için temel kuralları biliyor ve uyguluyor olmak gerekir. Kuralların temel mantığını “ne aradığını ve aranan materyalin x-ray görüntüsünü bilmek “oluşturur. Anlam veremediğin, tanımadığın veya tanımlayamadığın, yanındaki diğer objelerle ilişkilendiremediğin tüm maddeler şüphelidir. Yeni operatörler birçok maddenin x-ray görüntüsünü bilmediğinden yanlış algılama dolayısı ile folse alarm olasılığı yüksektir. Bu durum operatörün cihaz başında geçirdiği süre (tecrübe) ile doğru orantılı olarak azalacaktır. Yani operatörün aldığı temel eğitim cihazın aktif bir şekilde kullanılması için yeterli olmayacak, tecrübe ile desteklenmesi gerekecektir.
Öncelikle “ne arıyoruz?” sorusunu cevaplayalım… Kesici-delici silah ve Parçaları, ateşli silah ve parçaları, bomba ve parçaları, risk teşkil eden maddeler ve unsurlarını da bu şekilde belirginleşmiş oluyor. X-Ray cihazımızın bize sağladığı en önemli özellik maddelerin yapısal ayrımlarını yapabiliyor olmasıdır. Yani güvenlik uygulamalarında kullanılan birçok cihaz x ışınlarının madde tarafından soğurulma özelliğini kullanarak organik – metal- sentetik ve tanımlanamayan olarak birbirinden ayırır ve farklı şekilde renklendirebilir. Bu özellikten daha fazla yararlanabilmek için riskli maddelerin ve unsurların yapılarını inceleyelim.
Kesici delici silah ve parçaları – Organik / Metal / Sentetik
Ateşli Silah ve Parçaları – Metal
Bomba
Patlayıcı Madde – Organik
Fünye (Kapsül) – Metal
Mekanizma (Ateşleme Tertibatı) – Metal
X-Ray detektörleri maddelerin yapılarına göre farklı renklerde görüntüleme yapabilirler. Organik (ekmek, kâğıt, tahta, ilaç vb. günlük yaşantımızda kullandığımız birçok medde) TURUCU renkte görülecektir. Metaller ise (İnorganik) MAVİ renkte görüntülenir. Sentetik ve tanımlanamayan maddeler ise YEŞİL renkte görülür.
X – Ray detektörleri maddelerin yoğunluğuna (kalınlığına) göre renkleri açık veya koyu renkte gösterecektir. Detektörün algılayamayacağı kalınlıkta olan cisimler parlak yeşil olarak görülür. Bu durum x ışınlarının bu maddeyi tanımlayamadığı anlamına gelir. Bu doğrultuda Kesici delici silahlar tüm renklerde karşımıza çıkabilir. Bu nedenle görüntüde – şekil üzerine yoğunlaşmalıdır. Ateşli silahlar yoğun metal içerdikleri için ağırlıklı olarak mavi ve yer yer parlak yeşil olarak görülecektir. Silahın yapımında kullanılan metalin yoğunluğuna göre siyaha yakın bir mavi renk alması yüksek bir ihtimaldir.
x-ray cihazı tarafından operatörün analizine sunulan görüntülerin içeriği daha öncede bahsettiğimiz gibi bir takım temel kurallar çerçevesinde incelenmesi; analiz yeteneğinin gelişmesini ve kontrolde istenilen hız seviyesine ulaşmayı sağlayacaktır. İlerleyen safhalarda ele alacağımız kuralların içeriği incelendiğinde aslında temel kuralın bilgi ve mantığın kullanılması olduğunun ortaya çıktığını göreceksiniz. Elde edilen görüntüdeki materyaller büyük objeden küçük objeye doğru bir sıralama ile kontrol edilmelidir. Yöntem riskin daha hızlı ve net olarak tespit edilmesini amaçlamaktadır. Göz ardı edilmemelidir ki cisimlerin vereceği zararlar büyüklükleriyle doğru orantılıdır. Örneklendirmek gerekirse, görüntü içerisinde tespit edilen ve diğer objelere oranla daha büyük ve koyu renkli bir organik maddenin tespiti, bu maddenin patlayıcı özelliğe sahip olma ihtimalini doğuracaktır. Bu aşamadan sonra maddenin bir bomba düzeneğine ait olup olmadığının kontrolü gerekir. Burada sorulması gereken soru maddeyi harekete geçirecek bir fünye (kapsül) bulunup bulunmadığı olmalı, sonraki aşamada bir mekanizmaya bağlanıp bağlanmadığının tespiti olacaktır. Patlayıcı maddenin harekete geçirilebilmesi için fünye (kapsül) ile etkileşiminin sağlanması gerekmektedir. Bu nedenle fünye (kapsül) patlayıcı maddenin yakınında olmalıdır. Bu yöntemle bir bombanın tespitinde öncelikle fünye (kapsül)’ün görüntüdeki tespiti için çaba sarf edersek kontrolde gecikmelere sebebiyet veririz. Ayrıca çanta veya paket içerisinde fünye (kapsül) görünümüne sahip birçok objenin de bulunabileceği ihtimali yüksektir. Bombaya ilişkin parçaların ilişkilendirmesini fünye (kapsül)’den başlayarak yaparsak, hem sonuca ulaşmamız nedeyse imkânsız olur, hem de aslında güvenli olarak adlandırmamız gereken birçok objeyi dakikalarca incelememiz gerekecektir. Ateşli silahlar konusunda da bahsettiğimiz üzere, ateşli bir silahın tam anlamı ile parçalanamayan tek bölümü tetik tertibatıdır. Bu bölüm parçalanamadığından görüntüde tespiti diğer silah parçalarına oranla daha mümkündür. Ayrıca diğer parçalara benzer birçok görüntü rutin yaşantımızda kullandığımız birçok objeyle benzerlik arz eder ve ayrımı neredeyse imkansızdır. Elektronik eşyalar ağırlıklı olarak metal ve sentetik maddelerden imal edilmiştir. İçerisinde yoğunluk arz eden organik maddeler bulunmaz. Bu tür bir organik maddenin tespiti şüpheli belirti olarak değerlendirilmelidir. Ayrıca elektronik eşyaların özellikleri zamanlama ve tetikleme unsurlarını içerisinde barındırır (dijital saat, kronometre, batarya vb.). Elektronik bir eşya içerisindeki devreler aslında bir bomba düzeneğinin mekanizmasını kendi başına rahatlıkla oluşturabilmekte ve içerisindeki elektrik devrelerdeki dirençlerin görüntüleri fünye (kapsül)’den ayırt edilemeyecek şekillerdedir. Analiz yapılırken elektronik bir cihazın güvenli olup olmadığının tespiti, sadece görüntüde organik yoğunluk görüntülenmesi sayesinde yapılabilir. Simetri günlük yaşantımızda kullandığımız birçok objenin temelini oluşturur. Yani yapısında herhangi bir değişiklik yapılmamış objeler simetrik olur. Bir çantanın veya paketin karşılıklı kenarları birbirinin aynıdır. Eğer ki yapısında bir değişiklik söz konusu ise bu benzerlik söz konusu olmayacaktır. Ya da iki hoparlörü olan bir kaset çaların, hoparlörleri arasında farklılık görülüyorsa şüphe teşkil eder. Aşırı yoğun objeler daha önce de bahsettiğimiz gibi siyah veya parlak yeşil olarak görüntülenecektir. Böyle bir durumda anlamamız gereken cihazın x ışınlarının objeden geçemediği ve dolayısıyla objeyi algılayamadığı olmadır. Görüntü operatöre bir mesaj daha iletmektedir. Işınlar objenin arkasına geçemediği için diğer tarafına riski bir obje gizlenmiş olabilir. Böyle durumlarda cihazdan geçirilen materyalin açılıp, göz ile kontrol edilmesi gerekecektir. X-Işınlı Kontrol Sistem Operatörlerinin yüzlerce bagaj görüntüsü inceledikleri bir kullanım ortamında Patlayıcı/Parlayıcı sıvılar ve zararsız sıvıları birbirinden ayırt etmeleri kesinlikle mümkün değildir. Şişe içerisinde bulunan bir şarap ile parlayıcı veya patlayıcı bir sıvının x-ray görüntüsü aynıdır. Bir operatörün güvenlik açısından verebileceği en doğru karar x-ışınlı sistemde incelenen görüntülerde içinde sıvı bulunan nesneleri tespit etmek ve bu nesneleri taşıyan çanta ve bagajlardaki sıvıları fiziki aramaya tabi tutmaktır. Bu uygulama için şişelerin içlerini açmak bazen mümkün olamayacağından sıvı patlayıcı detektörleri kullanılmaktadır.
Peki materyal cihazın tüneline sığmıyorsa ne yapılmalıdır?
Çok zor ve karmaşık bir soru değil aslında. Çoğu operatör belirli bir süre sonra cihazı kullanmaya o kadar fazla adapte olmuştur ki bu sorunun cevabını vermekte güçlük çekebilir. Burada aklımıza gelmesi gereken, x- ray detektörlerinin kullanım amacı olmalıdır. Detektörler arama kontrol uygulamalarının hızlı ve materyallere zarar verme riskini en aza indirgemek amacı ile kullanılmaktadır. Aslında güvenlik açısından en sağlıklı yöntemin göz kontrolü olduğunu aklımızdan çıkartmamalı, görüntülerde anlam veremediğimiz, tanıyamadığımız ve cihaza sığmayan materyalleri açtırıp, göz kontrolü yapmalıyız. Bir operatörün bilmesi gereken asıl kural riski üstlenmektense (ki bu risk birçok kişinin canına veya malına mal olabilir) gecikmelere sebebiyet vermek en doğru yoldur.
Yukarıda da belirtildiği gibi aslında x-ray detektörlerinin bize sunduğu görüntülerin analizi, mantıksal birtakım uygulamaları gerektirmektedir. Güvenlik analiz mantığı şüphe üzerine kuruludur. Görüntülerde algılanamayan, tanımlanamayan materyaller için kontrast ve renk ayarları değiştirilerek görüntü tekrar incelenmeli, çeşitli açılarla cihazdan geçirilerek tekrar görüntü alınıp incelenmeli, halen tanımlama yapılamıyorsa açılıp göz kontrolü yapılması gereklidir. X-ray detektörlerinde elde edilen görüntülerde açı farklılıkları önem arz eder. X ışınları üç boyutlu olmayan cihazlarda tek bir açı ile obje üzerine verildiğinden riskli materyal görünümünü eylemci için saklama, operatör içinse algılamada güçlük arz eder. Güvenlik görevlisi bakmak ve görmek arasındaki farkı çok iyi bilmelidir. Kısaca görmelidir. Görmek değerlendirme, analiz etme ve ilişkilendirme becerisini beraberinde getirecektir. Görüntü analizleri operatörün hisleri, duyguları, bilgi, birikim ve düşünme kapasitesinin sonucunda elde ettiği veriler ışında aldığı kararlardır. Alınan kararlar birçok kişinin can ve mal güvenliğini doğrudan etkileyecektir.